Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER), “Ya da Erenköy Ruhu ölürse Kıbrıs Türkü ölür” açıklamasında bulundu.
TUTDER, konuyla ilgili bir açıklama yayımlayarak, “Erenköy şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi saygı ile anarken bir kez daha hatırlatalım ki, başka bir vatan yok” ifadelerine yer verdi.
Açıklama şu şekilde:
“Herhangi bir ülkede demokrasinin düzeyi sadece kağıt üzerinde yazılı metinlerin varlığıyla ölçülemez. Kağıt üzerinde bir çok yasanız olabilir. 4-5 yılda bir seçimler yaparak temsilciler de seçebilirsiniz. Siyasi partileriniz, sivil tolum kuruluşlarınız da olabilir. Bunlar da demokrasinin diğer ölçütleridir muhakkak. Aynen ülkemizde olduğu gibi.
Anayasamız ve Meclisin kabul ettiği uluslararası sözleşmeler bizlere fikir özgürlüğü ve bu fikirlerimizi serbestçe yayma özgürlüğü de tanımaktadır. Yasalar çerçevesinde milletvekilliği, Cumhurbaşkanlığı ve diğer seçimlerimiz de yapılmaktadır. Görünüm gayet demokratiktir. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir ifadesini her gün doğrulayan bir ülkemiz var…
Geçtiğimiz ay yayınlamış olduğumuz bir basın açıklamasında şu ifadelere yer vermiştik:
“ Ey bizleri yönetenler ve/veya yönetme iddiasında olanlar. Devletimize olan inancın köküne kezzap suyu dökmektesiniz. Kıbrıs Türk halkı kendi devletine kolay bir serüvenle ulaşmadı. Acı, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş bir tarih yatar arkamızda. Bu devlet sahip çıkılması için kurulmuştur. Bu devlet vatandaşına hizmet sağlaması için kurulmuştur. Ancak bu devlet bırakın hizmet sağlayarak vatandaşını rahatlatmasını, absürt kararları ve uygulamalarıyla vatandaşına eziyet etmektedir. En temel hizmetleri sağlamaktan yoksun hale gelen bu devlete inanç her geçen gün azalmaktadır. Bunları üzülerek söylüyoruz ancak gerçeklik böyledir”
Değerli vatandaşlar. Bu çağrı yoldan geçerken her hangi vatandaşın “Hyde Park” köşesinde kürsüye çıkıp yaptığı bir çağrı değildi. Bu çağrı, binlerce çalışanı olan; vergilerini, tüm yatırımlarını günüde yapan; af istemeyen, aftan yararlanmayan; devletin (akaryakıt hariç) topladığı FONLARIN neredeyse tümünü ödeyen; nerede sarılması gereken bir yara varsa tüm imkanlarıyla sosyal yardım projelerine katkı sağlayan; ülkenin önde gelen 22 çok önemli şirketinin üye olduğu TUTDER’in bir haykırışıydı
Demokrasinin en asgari düzeyde olduğu herhangi bir başka ülkede bu haykırışa ne iktidar ne de muhalefet tepkisiz kalabilirdi…
Ancak…“Sin da Gulle Geçsin” deyişi önce yöneticilerin kayıtsızlığına işarete etmek için Kıbrıs Türkünün bir deyimi olarak ortaya çıksa da artık sadece yöneticilerin değil yönetilenlerin kayıtsızlığı da ürkütücü boyutlara gelmiştir. Devletine her türlü imkanları ve çalışmalarıyla sahip çıkan üyelerden oluşan TUTDER’in bu çağrısı, boş bir odada yankılanan aykırı bir nida olarak kalmamalıydı. Gerçek demokrasilerde kalmazdı.
Erenköy destanını yazan dedelerimiz ve babalarımızın nesilleri olarak bizler, üzerlerine ölü toprağı dökülmüş kalabalık yığınlara dönüştük maalesef.
Geçtiğimiz gün değerli basın mensubu Sayın Levent Özadamın yayınlamış olduğu köşe yazısı ibretlikti:
“Bu ülkenin Erenköy ruhu çoktan tarihe gömülmüştür…
Çünkü o zaman toplumsal menfaatler gözetilirken, bunun için canlar ortaya konulurken, şimdi acımasız bir bireyselcilik söz konusudur!
Biz merkezli bir toplum gitmiş ben merkezli bir toplum haline getirdiler bizi…
Kim bilir belki de ganimet düzeninin olmasa olmazıydı bu!
Siyasiler erklerini korumak için ülke insanının refahı için çalışacaklarına ganimet dağıtmaktan başka bir halta yaramadılar…
İnsanoğlu da yüzsüz ve doymaz olunca Erenköy ruhu ülkeyi terk etti, yerini ganimet düzeni aldı!”
Değerli vatandaşlar. Erenköy Ruhu ölürse Kıbrıs Türkü ölür. Bizler TUTDER Yönetim Kurulu olarak, üyelerimiz adına devletimize sahip çıkmaya; uygulanan akıl dışı ekonomi politikalarını eleştirmeye; toplumsal tüm sorunlara değinmeye; adil olmayan her uygulamaya karşı çıkmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki günlerde de buna bağlı olarak daha önce yayınladığımız kampanyamızı tekrardan yayınlayacağız.
Bizler Ağustosun bu sıcak günlerinde, üzerine ölü toprağı dökülmüş kalabalık yığınların parçası olmak yerine; Erenköy’de destan yazmış atalarımızdan izinde dayanışma ve özgürlük ruhu ile devletimize, içi boş sloganlara değil ama daha adil, daha refah ve demokratik bir düzenin gelmesi yapacağımız öneri ve girişimlerle ve sorumlulukla sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Erenköy şehitlerimizİ rahmet, gazilerimizi saygı ile anarken bir kez daha hatırlatalım ki, başka bir vatan yok…
Birlikte Sorumluyuz".