ABD'de yaşayan Kimberly Krone 2009 yılının haziran ayında her zamanki rutin işlerini yapıp ev temizliğini tamamlarken, bir yandan bulaşıkları yıkayan Krone, eline kirli tavayı aldığında olanlar oldu.
Birden ışık çakmalarının ortasında kalan genç anne 6 çocuğunun önündeyken, mutfağının çatısındaki cam pencereden geçen devasa bir şimşek mutfağa çarptı. Yıldırım, Krone'un tuttuğu tavadan sekip göğsüne geldi. O anlarla ilgili Krone şunları söyledi:
"Tavayı aldım ve başka bir yere taşıdım. Daha yıkmaya başlamadan şimşek çaktı. Acıyı hatırlıyorum, yanık kokusunu hatırlıyorum. Bir ateş hissettim ve tek düşünebildiğim bir an önce bitmesiydi."
Ölmememesi için yalvarıyordu
Olay sona erdiğinde 9 yaşındaki oğlu Trisan yardım için ambulansı aradı. Küçük çocuk görevlilere tavandan yıldırım düştüğünü ve annesinin gerçekten canının yandığını söyledi. Aramanın bir kaydında çocuğun annesine ölmemesi için yalvardığı duyuluyordu. Evdeki kaos devam ederken, eve başka bir kez daha yıldırım düştü ve bu kez başka bir odadaki bilgisayarı havaya uçurdu.
Acil müdahale için ambulansın gelmesi 16 dakika sürdü ve Kimberly Krone, sonraki üç günü geçireceği hastaneye kaldırıldı. Hastanede birçok kez nöbet yaşadı; merkezi sinir sistemi mahvolmuş haldeydi. Krone'un güçlü bedeni yaşadığı bu travmayı atlattı. Ancak garip olan bir şey vardı. Talihsiz kadın olaydanartık yaklaşan bir fırtınayı, yıldırım düşeceğini hissedebiliyordu ve bu hiç hoşuna gitmemişti.
"Fırtınanın geldiğini hissedebiliyorum"
Verdiği bir röportajda, "Fırtına yaklaştığında, özellikle de yaklaştıkça göğsüm gerçekten daralıyor. Yıldırım çarpması söz konusu olduğunda, her zaman korkuyorum. Her zaman gergin oluyorum. Onun geldiğini hissedebiliyorum" diyen Krone, 2012'den beri hayatını değiştiren olay hakkında konuşmadı. En son ortaya çıkışı 2017'de ihtiyacı olanlar için yiyecek bağışı yaptığı zamandı. Kimberly Krone'nun hâlâ yıldırımın düştüğü bölgede yaşadığı düşünülüyor.
Yıldırım çarpmasına uğradıktan sonra yıldırımın geldiğini hisseden tek insan Kimberly Krone değil! İngiltere'de yaşayan 31 yaşındaki Kristoffer Green 2015 yılının kasım ayında, yağmurlu bir havada karısı ve kızıyla hastaneye gidecekti.
Karısına kızını arabanın arka koltuğuna oturtması için yardım ediyordu. Elinde de bir şemsiye vardı. Şemsiyesinin tahta sapını tutuyordu ancak bir parmağı da şemsiyenin metal kısmındaydı. Kızına böyle havalarda dikkat etmesi için uyarılarda bulunduğu sırada şemsiyesinin tepesinde çakan şimşek ise vücudunu delip geçti.
"Kör edici bir ışık gibiydi"
Genç adam hızla hastaneye kaldırıldı. Kalbi çok hızlı çarpıyordu. Sevdikleri ölmesinden korkuyordu ancak yıldırım çarpmasından sonra hayatta kalmayı başarmıştı. Yıldırım çarptığında yaşadıklarını, "Kör edici bir ışık gibiydi ve sonra bayıldım. Karım sadece yere yığıldığımı söyledi" diyerek anlattı.
Yıldırımdan ucuz kurtulsa da yaşadığı bu olay Kristoffer Green'de derin travmalara yol açtı. Yağmurlu ve fırtınalı havaları seven genç adam, artık korkmaya başlamıştı. Öyle ki rüzgar sesi duyduğunda bile kalbi çarpacak kadar endişelendiğini söylüyordu.
Yıldırım çarpması geride sadece travmalar da bırakmadı. Kol karıncalanmaları azalmış olsa da Green bu karıncalanmaların ona psişik güçler verdiğini söylüyordu. Yaşadıklarını, "Çarpmadan birkaç yıl sonra sağ kolum yani yıldırımın isabet etttiği bölge bir fırtına başlamadan önce karıncalanıyor ve acıyor" dedi.
Fırtınanın geleceğini tahmin ettiğini iddia eden Kristoffer Green, ne zaman sağ kolu sızlasa karısına, "Fırtına geliyor" diyor ve birkaç saat sonra fırtına geliyor. İşin diğer ilginç yanı ise İngiltere'de yıldırım çarpmasının son derece nadir görülmesi.
Mezarına bile yıldırım çarptı
Yıldırım çarpmasını I. Dünya Savaşı'nda deneyimleyen Walter Summerford, bir İngiliz subayıydı ve pek çok savaştan sağ salim sıyrılabilmişti. Belçika cephesinde savaşan Summerford'un üzerine bir anda bir yıldırım düştü. Atından düşen ve belden aşağısı felç olan adam, ölmese de tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu. Bu olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra Kanada'ya taşınan Summerford, ailesiyle beraber daha sakin bir yaşam sürme niyetindeydi. Sürekli balığa çıkıyor ve ailesiyle Kanada'da sakin bir hayat sürüyordu.
1924 yılının bir bahar sabahı yine her zaman olduğu gibi balığa çıkan Walter, tekerlekli sandalyesini bir ağaca yaslamıştı. Tam o sırada ağaca düşen yıldırım talihsiz adamı bir kez daha çarptı. Ancak ortada garip olan bir şey vardı, bu olay ilk yaşadığı felaketin yol açtığı felç durumunu tamamen ortadan kaldırmıştı.
Walter Summerford artık bacaklarını kullanabildiği için hayatı ciddi anlamda düzene girdi. Doğada vakit geçirmekten hoşlanan Summerford takvimler 1930 yılını gösterdiğinde yine rutin bir yürüyüşe çıkmıştı. Oldukça güneşli bir havada yürüyüşe çıkmasına rağmen bir anda yağmur yağmaya başladı. O sırada isabet eden bir yıldırım onu bu kez tamamen felç bıraktı.
Tamamen felç olmasının ardından 2 yıl boyunca ciddi tedaviler gören Summerford, 1932 yılında hayata gözlerini yumdu fakat yıldırımlar onun peşini ölünce de bırakmadı. 1936 yılında Vancouver'da bulunan Mountain View Mezarlığı'ndaki mezarına yıldırım düşen Summerford, bununla beraber tam 4 kez yıldırım düşmesine maruz kaldı. Bu son olayın ardından ailesi lanetlendiklerini düşünse de aile de talihsiz adam dışında herhangi birine yıldırım isabet etmedi.