Ekonomik kaygılar, tüm engelleri aşıyor, hatta kafalardaki engelleri, önyargıları bile

Abone Ol

    Rumların Kuzey Kıbrıs’tan yoğun olarak alışveriş yapması hem güneydeki iş çevrelerini, esnafı rahatsız ediyor hem de ülkeyi yönetenleri.

    Defalarca Rumların kuzeyden alışveriş yapmasını engellemeye çalıştılar, zorluklar çıkardılar, gümrükçüler birçok kişiyi taciz etti ama engellemeyi başaramadılar.

    Rum yetkililer engellemeye çalıştıkça tam tersine daha fazla kişi kuzeyden alışverişe yöneldi.

    Güneydeki en şikayetçi kesim ise benzin istasyonu sahipleri…

    İşlerinin çok düştüğünü söylüyorlar, özellikle de sınırlara yakın benzinciler iş yapamaz olmuş.

    Eylem yapıyorlar, açıklamalarda bulunuyorlar ve hükümet üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar.

    Nitekim Rum benzincilerin baskısı etkisini gösterdi.

    Rumların kuzeyden akaryakıt almasının önüne geçmek için caydırıcı cezalar hazırlıyorlar.

    Rum basınına göre, Rum Gümrük Dairesi Sözcüsü Yorgos Konstantinu, kuzeyden akaryakıt alımının Yeşil Hat Tüzüğü uyarınca yasak olduğunu bu nedenle denetimlerin sıklaştırılacağını söylemiş.

   Konstantinu, kara geçiş kapılarında yapılacak denetimlerde kuzeyden akaryakıt temin ettiği belirlenen her sürücüye aldığı litre başına 4 Euro para cezası kesileceğini açıklamış…

    Göreceksiniz bunu da başaramayacaklar, Yorgos Konstantinu’nun açıklamaları korkutma amaçlıdır ama korkutamayacaklar…

     Her sürücüye aldığı litre başına 4 Euro ceza keseceklermiş…

     Nasıl tespit edecekler? Kuzeye geçerken depoda ne kadar olduğuna bakacak, dönerken de fazlalığı mı ölçecekler?

     Nasıl olacak bu? Araçların akaryakıt göstergelerine mi bakacaklar?

     Bunu yapmak saatler alır, sınır kapılarında isyan çıkar, mümkün değil.

     Kredi kartı verilerine mi bakacaklar? Kredi kartıyla yapılan harcamanın miktarından litreyi mi hesaplayacaklar?

     O zaman da Rum müşteriler nakit alışveriş yapar, kredi kartı kullanmaz.

     Ya da benzinciler üzerinde “akaryakıt istasyonu” ifadesi yazmayan, yalnızca isim bulunan pos makinelerini (cihazlarını) kullanırlar, o zaman kredi kartlarından da tespit edemezler.

     Rum yetkililer ne yaparsa yapsın kuzeyden alışverişi engelleyemeyecek.

     Döviz, Türk Lirası karşısında bu denli değer kazandığı ve kuzeyden alışveriş bu kadar cazip olduğu sürece, güneyden gelen müşteriler artar ama azalmaz.

     “Ekonomi ne engel tanır ne de sınır” diye bir söz vardı ya…

     Bunu pratik olarak yaşamadıkça insanlar pek anlayamıyor ama biz bunu bu bölünmüş Kıbrısçıkta her iki taraf için de deneyimledik.

     Güney, kuzeyde yaşayanlara cazip olduğunda Kıbrıslı Türkler alışveriş için oraya akın etti.

     İş değişti, kuzey, güneyde yaşayanlara cazip geldiğinde Kıbrıslı Rumlar buraya koştu.

     Evet, “Ekonomi ne engel tanır ne de sınır”, işte sonucu ortada.

     İnsanların “ekonomik kaygılarının” önünde hiçbir şey duramaz, duramıyor.

     Evine ekmek götüren, ailesi çocukları için daha iyisini yapmak isteyen insanlar için sınırın, ülkenin, ırkın bir önemi kalmıyor.

     Tanımadıkları bir yönetimin, kimlerine göre düşman tarafın benzincilerine, marketlerine, mağazalarına, restoranlarına akın ediyorlar.

     İşin içine geçim derdi, “ayı nasıl çıkarırım kaygısı” girince yukarıdaki kavramların anlamı kalmıyor, tümü de hazmedilebiliyor.

     Geçmişte de Kıbrıs Türk yöneticiler, güneyden yoğun alışveriş yapılırken “nasıl engelleriz” derdine düşmüştü.

      Sıkça açıklamalar yapılıp, insanlar korkutulmaya çalışılırdı, neden güneyde alışveriş yapılmaması gerektiği uzun uzun anlatılırdı. Ancak egellemeleri mümkün olmadı...

      O zamanlar derlerdi ki “Bakın kuzeye geçen Rumlar bir su bile satın almıyor, siz neden poşetleri, torbaları doldurup geliyorsunuz?”

      Bir su bile satın almazlardı, çünkü bir su almak bile cazip değildi onlar için.

     Nasıl ki bugün Kıbrıslı Türklerin güneyden bir su alması bile cazip değil ya, benzer durum işte.

     Bakın, “Bir su satın almaz” dedikleriniz nasıl da yoğun alışveriş yapıyor.

     İyi ki de Rum müşteriler yoğun alışveriş yapıyor, çünkü aksi olsaydı, buradaki esnafın, perakendecinin, mağaza sahiplerinin hali ne olurdu, düşünmek bile istemiyorum.

    İşte, “Bir su bile satın almaz” dediğiniz insanlar, hemen her şeyi satın alıyor hem de Rum yöneticilerin tehdidine rağmen.

    Ekonomi tüm engelleri aşıyor, hatta kafalardaki engelleri, önyargıları bile.

    Rum yönetenler, Rum halkının ne akaryakıt satın alınmasını engelleyebilecek ne de başka bir şeyi.

    Döviz, Türk Lirası karşısında değer kazandığı, değerli olduğu sürece Rumlar kuzeyden alışveriş yapacak…

    Ekonomi, ekonomik kaygı, tüm engelleri aşıyor ya keşke bunu Kıbrıs’ta bir çözüme varılması konusunda da olumlu itici güç olarak kullanabilsek.

   Maalesef kullanamıyoruz, tabii ki kuzeye döviz akması bir faydadır, kabul ediyorum ama çözüm manasında toplumsal bir faydaya dönüştüremiyoruz, bu durum “ekonomik bireysel fayda” olarak kalıyor…   

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }