Duygusal bakan polemiklerini bırakalım, önümüzdeki maçlara bakalım

Abone Ol

Hepimizin de tanık olduğu gibi; günlerimiz oluşan gündeme esir düşerek kısır tartışmalarla geçmektedir.  İşin üzücü tarafı ise yapılan bu tartışmalar toplumun geneline bir fayda sağlamamaktadır.

Pile-Yiğitler yolu haricinde yazılı ve sözlü basında gündemi en fazla meşgul eden konu, hiç kuşkusuz görevden alınan veya yeni atanan bakanlar hakkında farklı saiklerle ağıtlar veya methiyeler sıralamak şeklinde ifade edilebilir.

Elbette bazı bakanların kişisel meziyet ve liderlik vasıfları devlet işleri için olumlu etki yapabilir. Ancak, önemli olan koalisyon hükümetinin kolektif olarak üzerinde mutabık kaldığı hedefler ve bunları Cumhuriyet meclisinde yasaya dönüştürebilme kapasitesi ve iradesidir. 

Dolayısıyla, kişisel ve zümresel beklentilerimiz ile giden bakanlara ağıt veya atanan bakanlara methiye düzmek yerine top yekûn hükümeti ülkenin kalkınması ve sürdürülebilirliği için teşvik etmek ve destek vermek hepimizin yararına olacaktır.

Bir nevi “önümüzdeki maçlara bakmak” şeklinde özetleyebileceğimiz duyarlı ve kendimizin değil ülkenin bekasını düşünen bu yaklaşıma göre; ülkenin kalkınması, yaşam kalitesinin artırılması ve sürdürülebilir yapıya kavuşabilmesi için aşağıdaki yapısal reformları devamlı gündeme getirmek ve yapıcı öneriler geliştirmek gerekmektedir:

•Kamu yönetimine gerçek anlamda şeffaf, hesap verebilir ve performans odaklı kurumsal yönetişim ilkelerinin uygulanması,

•Belediyeleri “yerel hükümet” kimliği ile çağdaş hizmet verebilecek özerk ve sürdürülebilir yapılara dönüştürebilecek gerçek reform yapılması,

•Kayıt dışı ekonomiyi İskandinav ülkeleri seviyesine indirmek için önlem alınması,

•Yatay ve dikey adaletin gözetildiği çağdaş vergi reformuna gidilmesi,

•Ülke rekabet edebilirliğinin artırılması için yatırım iklimin iyileştirilmesi,

•Yolsuzluğu İskandinav ülkeleri seviyesine indirmek için yasal, idari, ekonomik ve kurumsal önlemlerin alınması,

•Trafiğin çok boyutlu düşünülerek ve yapılandırılarak İsveç’teki “Vizyon Sıfır” yaklaşımının benimsenmesi,

•Hasta odaklı bir sağlık sisteminin kurgulanarak hastaların doktor ve ilaç kuyruklarında ezilmelerine son verilmesi,

•Evrensel hasta haklarının hayata geçirilmesi için yasal ve idari önlemlerin alınması,

•Yeşil enerji ve yeşil ekonominin tüm boyutlarıyla hayata getirilmesi,

•Enerjide AB’de olduğu gibi Bağımsız ve Özerk Düzenleme ve Denetleme Kurullarının oluşturulması,

•Yatırım iklimine paralel iş yapabilirliğin artırılması için başta bürokrasi olmak üzere tüm engellerin kaldırılması,

•Seçim sisteminin değiştirtilerek temsilde adaleti zedelemeden hükümette istikrarı sağlamak ve başa bela halinde çirkin pazarlıklara sahne olan ve sık sık erken seçimle ortaya çıkan koalisyon hükümetlerinden ülkenin kurtarılması, 

•Milletlerarası anlaşmaya göre üst düzey yönetici kriterlerini artırmak hedefine rağmen siyasi mülahazalarla liyakat yoksunu atamalara son vermek üzere gelişmiş ülkelerde benimsenen ve deneyimi ve bilgisi ile rüştünü ispatlayan kişilerin yer aldığı yönetici havuzundan atamaların yapılmasının sağlanması.

Sonuç olarak; ülkeyi bugünkü berbat hale getiren kişisel veya zümresel çıkar arayışlarından vazgeçerek çocuklarımızın ve torunlarımızın gelecekteki refahı için özellikle yukarıda bazıları özetlenen dünyadaki en iyi uygulama örneklerini devamlı talep etmeli ve ısrarcı olmalıyız.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }