Dört halka: Audi

Abone Ol

Bugün dünya otomobil piyasasında hatırı sayılır bir yere sahip olan Alman Audi markasının ardında Naziler, satışlar, davalarla dolu karmaşık ve karmaşık olduğu kadar da enteresan bir hikâye var. Dünya otomobil devlerinden Audi markasının dünden bugüne hikayesine ve romanlara konu olacak yolculuğuna yakından bakalım.

Herhangi bir otomobil sohbeti sırasında Audi marka otomobillerden bahsetmeden olmaz. Alman otomotiv devi, bugün dünya çapında bilinen bir isim olsa da elbette hiçbir başarı gibi bu da bir günde olmadı. Küçük bir üretim fabrikasında doğan Audi markası kuruluşundan bugüne süren yolculuğunda Nazilere araç üretti, birçok kez satın alındı ve neredeyse kapanma noktasına geldiği davalarla mücadele etti.

Tarihteki tüm kanlı savaşlarda rol almış hatta bir süre ikiye ayrılmış bir devlet olan Almanya’da, Audi markasının da rahat bir hikâyeye sahip olacağı düşünülemezdi. Ülkenin başına gelen her durum Audi markasını da etkilemiş, bazen işlemez hale getirmiş hatta kepenkleri kapatıp gitme noktasına bile gelmiştir. Yine de Audi bir şekilde dayandı ve bugün bildiğimiz otomobil devlerinden biri haline geldi.

Otomotiv tarihine, ürettiği dört çeker otomobillerle damgasını vurdu. Kökeni Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar dayanıyor ve günümüzde lüks otomobiller arasında en seçkin ürünleri sunuyor. Bu firma Alman menşei altında üretilen Audi’den başkası değil. Logosundaki dört halkanın anlamı, otomobil dünyasına yaptığı önemli katkılar ve diğer detaylarıyla Audi ‘yi yakından tanıyalım.

Hitler zırhlı araç istiyor

Sonraki yıllarda Audi için her şey yolunda gidiyor, birlik güzel çalışıyordu. Hatta altı silindir motorlu, önden çekişli otomobil modeli üreten ilk Avrupalı otomobil şirketi olmuştu. Derken tüm dünyayı toza dumana katacak olan 2. Dünya Savaşı başladı ve Audi, üretim gücünü farklı bir alana yönlendirmek zorunda kaldı.

Gerçekten zorunda kaldı mı bilmiyoruz ama Audi’nin tüm fabrikaları 2. Dünya Savaşı boyunca otomobil üretimini durdurarak Almanya ordusu için zırhlı araç üretmeye başladı. Hitler’e zırhlı araç yetiştirmeye çalışan Audi fabrikaları Müttefik güçlerinin dikkatini çekti ve defalarca bombardıman uçaklarının hedefi oldu. Neyse ki savaş bir şekilde sona erdi.

Savaşın sona ermesi Audi için daha büyük bir yıkım oldu. Çünkü ana üretim noktası olan Zwickau fabrikası, Sovyetler etkisindeki Doğu Almanya bölgesinde kaldı. Fabrika, savaş tazminatı olarak parça parça söküldü ve Auto Union, 1948 yılında ticari sicilden silindi. 

Üretim noktası, yöneticiler tarafından daha özgür olan Batı Almanya bölgesine taşındı. Doğu Almanya’daki fabrika ise Audi adıyla olmasa da bir şekilde üretime devam etti. Burada üretilen Trabant modeli, ilerleyen yıllarda Doğu Bloku’nun çöküşünü sembolize eden bir figür olarak kabul edildi. En basit tanımıyla vasat olan Trabant modelinden 3 milyondan fazla üretilmişti.

Firmanın Audi adı altında kuruluşu 1932 yılı olarak geçiyor. Fakat kökenine inecek olursak, 19. yüzyıla kadar gerilememiz gerekiyor. August Horch adlı girişimci 1899 yılında soy ismini taşıyan şirketi kurar ve yine soy adını taşıyan otomobili de 1901 yılında tasarlayarak bu büyük markanın hikayesini başlatır. Fakat kısa zaman sonra şirket içerisinde anlaşmazlıklar olur. Bu durum o kadar ileri noktaya gider ki takvimler 1910 yılını gösterdiğinde Horch kendi şirketinden atılır. Hatta durum o kadar ileri noktaya gitmiş ki, kendi soy adını bile tasarımlarında kullanamıyordu. Durum böyle olunca da farklı arayışlar içine girdi. Soy adından vazgeçmedi ve eski Latince ’de aynı anlamda olan “Audi” kelimesini kullandı. Böylece markanın ismi de doğmuş oldu.

Audi’nin Dönüm Noktası

Bildiğiniz üzere İkinci Dünya Savaşı, Almanlar için büyük bir yıkımı ifade eder. Böylesine muhteşem mühendislik alt yapısı büyük hasar almıştı. Savaş küllerini üstünden atmak isteyen Alman ekonomisinde, otomotiv sanayi büyük önem arz ediyordu. 1889 yılında kurulan Horch, Almanya’nın en eski otomobil üreticilerinden biri… Audi’ye adını veren şirket 1909 yılında kendi şirketinden ayrılan August Horch tarafından yapılandırılıyor. DKW, 1909’da buhar güçlü makineler üretmek için kuruluyor.

Wanderer; değirmen motorundan, daktiloya uzanan geniş bir yelpazede üretim yapıyor. Zaman içinde, otomobil sektöründeki üretim kapasitesi artınca, 1932 yılında Horch, DKW, Wanderer ve Audi birleşerek Audi’nin dört halkasını oluşturuyor. Kurulan ilk şirketin adı; Auto Union…

Bu birliktelikle, otomobil sektöründe birçok “ilk”e imza atmaya başlıyorlar…

1966 yılındaysa Volkswagen şirketi satın alıyor. 1969’da NSU, Auto Union’a katılarak Audi NSU’yu oluşturuyor. Audi 1984’ten bu yana kendi adıyla “AUDI AG” olarak dünyanın en güçlü, en başarılı otomobillerini üretmeye başlıyor.

1960’lı yıllarda dört halkadan birisi olan DKW, iki zamanlı motorlara sahip otomobilleri, satışlarda etkili olmuyordu. Bu noktada şirket içerisinde kadro değişimi yaşandı. Bunun akabinde ise ilk dört zamanlı motora sahip olan DKW F 102 adlı otomobil yollara çıktı. İşte bu atılımdan sonra güneş audi için yeniden doğmuş oldu. Takvimler 1966 yılını gösterdiğinde ise Volkswagen grup, şirketin %99,55 hissesini alarak Audi’yi bünyesine kattı.

Bu geçişten sonra Audi ‘nin günümüzdeki hali şekillenmeye başladı diyebiliriz. Fakat önemli bir nokta var. Audi’yi markalaştıran en büyük inovasyon 1980 yılında gerçekleşti. Bu değişim “quattro” teknolojisiyle tamamlandı. İngilizlerden sonra otomobil dünyasına binek dört çeker otomobil, “Audi Quattro” adlı spor otomobil ile ilk kez sunulmuş oldu. Hala dillerden düşmeyen audi’nin dört çeker otomobilleri izlenimi, bundan 35 yıl önce atılmış oldu.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ   :   AUDİ LOGOSU

August ortaklarıyla düştüğü anlaşmazlıklar nedeniyle şirketten ayrılmış ve” Dinle” kelimesinin Latincesi olan” Audi” markasını kullanmaya başladı. August Horch aldığı kararla, Auto Union adlı güç birliğini oluşturmak istedi ve bu doğrultuda Audi, Horch, DKW ve Wanderer adlı şirketler birleştiler. Bu büyük ittifakın simgesi olması adına da her bir tanesi bu şirketleri temsil etmek kaydıyla dört halkanın birleşimi tercih edildi. Birbirine geçmeli görünüme sahip olan bu halkalar, şirketlerin birbiriyle olan kuvvetli bağını ifade etmektedir.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }