Deprem doğanın önlenemez bir gerçeği. Nitekim gecen yıl 6 Şubat'ta Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere pek çok Anadolu ilini etkileyen bu gerçek hepimizde derin üzüntüye neden oldu.
Hele Adıyaman'da şampiyon meleklerimiz olan Mağusa Türk Maarif Koleji voleybol takımı oyuncuları, öğretmen ve velilerini de içeren İsias Otel'deki felaket bu toplumun belleğinde yıllarca hiç dinmeyecek bir travma oluşturdu. Şimdi tüm toplumca bu felaketin failleri olan İsias yöneticilerinin yargılanıp adaletin tecelli etmesini beklemekteyiz.
Evet, deprem doğanın önlenemez bir gerçeği. Ama, onun canlarımıza ve mülklere zarar verememesi elimizde. Daha doğrusu ülkeleri yönetenler sorumluluk bilinciyle hareket ettikleri ölçüde, bu doğal felaketin insanlığa zarar vermeden yaşanması mümkün.
Nitekim, dünyanın her yerinde sık sık deprem gerçeği yaşanmakta ama onun verdiği zarar minimum düzeyde kalmaktadır.
Son günlerde Akdeniz’de Kıbrıs’ta da etkisi hissedilen, çok şükür fazla şiddetli olmayan depremler yaşandı.
Bu depremlerle birlikte, özellikle konunun uzmanları Kıbrıs’ta da deprem duyarlılığını artırıcı, yöneticileri hazırlık yapmaya çağıran açıklamalar yaptı.
Kuşkusuz, uzmanların bu uyarıları yerindedir. Deprem, çok ciddi bir doğal kriz durumu olduğuna göre, hiç zaman kaybetmeksizin yöneticiler kriz yönetimine hazırlık yapmalıdır.
Ne var ki, depremi fırsat bilip, Türkiye’de olduğu gibi, buraya da korku salıp insanların psikolojisiyle oynayan medya maymunları da hemen harekete geçti. İstanbul’a deprem geldi gelecek, üç vakte kadar kapıda diyen bu isimler, şimdi Kıbrıs’la ilgili de ahkam kesmeye başladı.
Oysa, depremin zamanını, mekanını, şiddetini önceden öngörmek çok mümkün değil. Sadece belli varsayımlara dayanarak bir takım tahminler yapılabilmekte.
Kaldı ki, depremle ilgili bilgi ve uzmanlığı olan insanlar, bu konudaki birikimlerini sıradan vatandaşa değil, yöneticilere duyursalar, raporlar yazıp verseler çok daha hayırlı işler yapmış olacaklar. Çünkü, depremi durduracak, şiddetini ve hasarını azaltacak bir şey yapamayacak olan geniş kitleleri korkutmak onları depreme hazırlamak için iyi bir yöntem değildir.
En doğrusu, medya maymunlarının, kişisel motiflerle yaptığı açıklamaları fazla ciddiye almadan, yöneticilerin sessiz ama derinden depreme dirençli yerleşim yerlerini hazırlamak için ciddi ciddi çalışmasıdır.