İngiliz savaş uçakları Ağrotur’dan kalkıp Gazze’yi bombaladı iddiaları doğru mu bilmem, lakin 1967 savaşında buradan kalkan gereken şekilde boyanmış İngiliz savaş uçaklarının deniz seviyesinde alçaktan uçarak radarlara yakalanmadan Mısır’ın 450 uçağını pistte saf dışı ettiği haberlerde yerini almıştı. 1972 İsrail-Arap savaşında ayrıca Irak savaşında kullanıldığı da. Suriye’deki çok uluslu karmaşık savaşta yeni silahları, yeni bombaları katletmede denediği da.
Ey silahsız Kıbrısçılar, Güneye yabancı ülke askerleri uçakları, savaş gemileri roketleri füzeleriyle doluştu. Savaş alanına zemin hazırlarlar. Rum Başkan haberim yoktur diyor, sizin de mi yoktur, diliniz mi tutuldu yoksa? Halbuki Rumlarla birlikte ne eylemler yapardınız sadece Türk Askeri adadan çıksın diye. Güneyde Türkiye aleyhine protestolara da katılırdınız. Sizi gidi Emperyalciler bir de güya solcu geçinirsiniz. Yeyin için her türlü imkanından güvencesinden yararlanın, üstünden bindiğiniz dalı kesmeye çalışın, kuyusunu kazın, hem Devletimizin hem Anavatanımızın. Belediye Başkanımız da geçenlerde Güneyde ayni amaçlı protestoya katılacaktı da son dakikada vaz geçti, kargaşalık çıkmasın diye, ama sonra bunu telafi etti şehrinde iki toplumlu müzik ziyafetiyle.
Bakınız koskoca Çin hiç sıkılmadan ‘ Güneyin, Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliğini! Hem toprak bütünlüğünü destekler’ diye açıklama yaptı. Ey Çin, O Cumhuriyet dediğin ortaklık Devletini 21 Aralık 1963’te Rum ortak, Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek için ENOSİS hayalini gerçekleştirmek için Türk ortağına saldırarak sonuçta devletten kovdu, 103 köyden göç ettirdi, soy kırıma tabi tutarak katliamlarla, her türlü insanlık dışı muamele ile yıllarca ablukada saldırılar altında son derece güç şartlarda ilkel yaşama mecbur etmekle Cumhuriyete ilk darbeyi yaparak yıkmıştır. Lakin, Garantör Türkiye’nin sert ihtarları sayesinde AKRİTAS Planı gereği Türkleri bir gecede imha edemediği sebebiyle ENOSİS’e ulaşamadığını bilmezden mi gelirsin?
Hal böyle iken BMGK beşlisinden biri olarak Kıbrıs sorununun kimler tarafından niçin başlatıldığını bilmiyor olamazsınız. Ama iki buçuk ayın sonunda Kıbrıs ortaklık Cumhuriyetini işgalinde tutar diye 4 Mart 1964’te hukuk dışı oldubitti 186 nolu kararla egemenliğini saldırgan darbecilere teslim edenlerden biri olarak sorunun çözümünü değil, daha karmaşık hale gelmesi için, daha büyük soruna ulaşması için onay verdiniz. Bu haksız kararla sözde Barış Gücü gönderdiniz ve 3 ayda sorunu çözeceğiz kandırmacasıyla şimdilik egemenlik Rumlarda kalsın dediniz. Masum Türk ortağa yargısız infaz cezaları mehel gördünüz. Bu arada 20 bin Yunan askeri ve gemiler dolusu silah ve mühimmat adaya sokuldu. Çekoslovakya, Mısır çeşitli silahlar tanklar gönderdi saldırganlara. Ama BMGK olarak bunlara da sesiniz çıkmadı, Türklere yapılan büyük saldırılarla katliamlar için de. Ey Çin, BMGK olarak Kıbrıs sorununda ilk yüz karanız 186 kararıdır. Güya 3 ayda halledecektiniz, 717 ay oldu (59 yıl 9 ay) habire uzatırsınız. Bu da ikinci yüz karanız. Çözüm planlarınızı hep Rumlar reddetti ama saygı duydunuz, korudunuz kolladınız, Türklere cezaları sürdürdünüz. GK beşlisi olarak adaletiniz hem güveniniz, itibarınız ve büyüklüğünüz budur? Acele etmeyin daha ağır, daha çok yüz karaları vardır.
11 Yıl Kıbrıs Türk halkı dünyadan izoleli ambargolar ve saldırılar altında baskılarla var olma mücadelesini sürdürdü. Saldırganlar ülkede at oynattı, saldırmadık Türk bölgesi bırakmadı. Darbeciler gelişir zenginleşirken Türkler kıtlık içinde Türkiye’nin Kızılay yardımlarıyla hayata tutundu. Artık Türkler direnemez Garantör Türkiye de müdahale edemez, tam ENOSİS zamanıdır düşüncesiyle 15 Temmuz 1974’te EOKA-Yunan Cunta askerleri birlikte acele ENOSİS için ikinci daha kesin darbeyi yaptılar. Tanklarla toplarla ağır silahlarla yüzlerce askerle erken ENOSİS’e karşı olan CB Makarios’un sarayına saldırdılar, darmadağın ettiler, yüzlerce muhafızı katlettiler.
Cumhurbaşkanı! Makarios’u öldürdüklerini açıkladılar, yerine terörist başı Nikos Sampson’u atadılar, Kıbrıs Cumhuriyetine son verip ‘Kıbrıs Helen Cumhuriyetini’ ilan ettiler, akabinde silahları Türklere çevirdiler. Makarios’u öldüremediler saraydan kılık değiştirip kaçmayı başardı, sonra Garantör İngiltere onu adadan çıkardı, BMGK’ne götürdü. Makarios ağlayarak siz beşlinin yüzüne bakarak ‘Ülkem işgal altındadır, acilen müdahale ediniz, Türkler de büyük tehlikededir’ deyip Türkiye ve İngiltere’ye de çağrı yaptı. Kimseniz kılını kıpırdatmadı, Türkiye meşru müdahale hakkını kullanarak adada 49 yıldır asayişi sağladı, sizin yapmanız gerekeni yaptı. Daha sonra Makarios geldi makama kuruldu Türkiye sayesinde. Bu da başka yüz karanız.
2004 Referandumunda Türkler evet Rum darbeciler hayır dedi. Evet diyene mükafat Hayır deyene ceza dendi. Tam tersi yapıldı, Rumlar haksızca güya tüm Kıbrıs adına AB’ne alındı, Türklere cezalar katmerlendi. Eeeee Vallahi bundan büyük ayıp, adaletsizlik, haksızlık ve taraf tutma olmaz. Ve hala darbeci saldırganları destekler, tüm adanın egemeni sayar, Türk ortağı da yok sayarsınız? Bu da en büyük adaletsizliktir, en kara yüz karanızdır. Ey Çin, BM kayıtlarında sadece Rumlardan oluşan bir Kıbrıs Cumhuriyeti YOKTUR, bilmez misiniz yoksa? Da siz hem diğerleri Güney yönetimini, yukarıdaki gerçeklere rağmen hala Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanırsınız? Ve tüm yaşananlara rağmen hala Kıbrıs Cumhuriyeti yaşıyor dersiniz? Yoksa tüm olayları Türkler mi yaptı sanırsınız? Saldırgan darbecilerin hiçbir haklı yanı yoktur, sizin yaptıklarınızın da, Allahtan korkun.
Yahu, 60 yıldır ortak Cumhuriyeti işgallerinde tutanları neye dayanarak meşru egemen tanırsınız, masum tarafı da neye dayanarak suçlu sayarsınız? Bu da yüz karaların kap karası, vicdansızlar. Darbecilerin egemenliğini ve Cumhuriyetin toprak bütünlüğünü kabul ederiz derken, sadece Güneyin değil Kuzeyin de Yunan’a ilhakını mı kastediyorsunuz yoksa? Ey Çin, desteklediğiniz o eli kanlıların Meclisinde, tüm siyasi partilerinde ENOSİS kararları mevcuttur bilesiniz. Kıbrıs meselesi hem İsrail-Filistin savaşı BMGK’nin miadının çoktan dolduğunu ortaya çıkarmıştır.
İki yüze yakın BM üyesi ülke ne yazık ki bu beşlinin ağzına bakar, dediği dedik ne derlerse o, kayıtsız şartsız uyarlar uygularlar anında, otur Arap kalk arap misali. Doğrudur yanlıştır haksızlıktır umurlarında değil, ilgilenen yok, emir yüksek yerden gelmiştir. Eşeği nereciğe bağla derlerse oraya bağlarlar, bir daha da çözmezler ta ki ağalar çözün desin. Sıcakta karda kışta aç susuz kıvranır durur. Arada bir birileri sesini çıkarırsa değnek sırtında patlar, emir kulları da seyreder, hatta onlardan da yardım alır vurmaya, cezası verilir, ne ülkesi kalır ne halkı ne kendi. BMGK budur.
İşte BMGK beşlisi yıllardır dünyamızı bu şekilde idare eder, dünyamıza nice ayar verir, kendi çıkarları neyi gerektirirse o. Mammanın büyüğü onların. Benim çıkarlarım söz konusudur der dalar bölgeye. Yahu sen on binlerce Km. uzaktasın ne çıkarın olabilir taaa dünyanın bu köşesinde?? Kimse sesini çıkarmaz, gelir vurur kırar alır gider. Geriye kalan enkaz, felaket, perişanlık. Arada bir sesini çıkaran olursa, hangisinin çıkarına dokunursa beşliden biri veya ikisi o ülkeyi yer bitirir, darmaduman eder, doğduğuna pişman eder. Ya doğrudan kendileri saldırır yahut iç kargaşalık çıkararak halkı birbirine kırdırır veya komşu ülkeleri de dürterek çatışmaya sokar. Sonuçta da o ülkeye girip çöreklenirler, hem demokrasiyi!! da getirdik derler.
O yüzden dediğimiz gibi böyle bir düzen devam ettikçe dünyaya Adalet Barış asayiş nasıl gelsin, ağalar savaş tamtamları çalar değneği havada sallar, biatçıları da mecburen destekler madem savaşlar kırımlar siddin sene daha sürer gider. Beşlerin çıkarları her şeyin üstündedir, zira en doğrusu! en adaletlisidir!!!! SES YOK-MU?