Kıbrıs

DAÜ’de “KKTC Sosyal Güvenlik Sistemi, Yapısal Sorunlar, Sürdürülebilirlik ve Çözüm Önerileri” Paneli Yapıldı

Abone Ol

   Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi tarafından “KKTC Sosyal Güvenlik Sistemi Yapısal Sorunlar, Sürdürülebilirlik ve Çözüm Önerileri” konulu panel gerçekleştirildi.

   Rektörlük Binası Senato Toplantı Odası’nda düzenlenen panelde, DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Tarık Timur moderatörlüğünde sunumlar yapıldı.

   Panelde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy “Genel Sağlık Sigortasının Gerekliliği ve Uygulanabilirliği”, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın “Asgari Ücretle Çalışan Sigortalıların Emeklilik Sorunları ve Çözüm Önerileri”,  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı eski Müsteşarı Erçin Tekakpınar “Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform Süreci ve Kayıt Dışı İstihdam”, DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Güven Lisaniler “İşgücüne Katılım Belirleyenleri ve Kadın Emeğine Yönelik Algının Sosyal Güvenlik Yansımaları” ve DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Bankacılık ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Ulaş Altıok “Sosyal Güvenlik Emeklilik Sisteminin Sürdürülebilirliği ve Mali Yapıya Etkileri”  konularında sunumlar gerçekleştirdi.

   Panelin açılışında konuşan DAÜ İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Besim, fakülte olarak ülkenin öncelikli sorunlarına işaret ederek katkı koymaya çalıştıklarını söyledi.

   Sosyal güvenliğin toplumun her kesimini kapsayan geniş bir konu olduğunu vurgulayan Besim, ülkedeki en büyük sorunun sosyal güvenliğin fonlanması açısından önemli olan iş gücüne katılımın düşük olması olduğunu kaydetti.

   Ülkedeki kayıt dışılığın önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Besim, ülkede prim ödeyenlerin yüzde 80’inin asgari ücretten beyan ettiğinin altını çizdi.

   DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın, DAÜ’nün yasayla kurulmuş tek devlet üniversitesi olarak topluma hizmet sorumluluğu olduğunun altını çizdi.

   Hocanın, DAÜ’nün dünya standartlarını uygulayarak önemli adımlar attığını belirterek, projelerini gerçekleştirirken Bakanlar Kurulu’ndan gerekli desteği göreceklerine inançlarının tam olduğunu kaydetti.

   Panelde ilk sunumu yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, sağlık hakkının anayasal güvenceye kavuşturulmuş temel bir insan hakkı olduğunu belirtti.

   Taçoy, sağlık hakkının, yaşam hakkının bir uzantısı ve ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, yaşam hakkının korunmasının devletin ve anayasanın güvencesi altında olduğunun altını çizdi.

   Tüm hakların temelini yaşama ve sağlık hakkının oluşturduğunun altını çizen Taçoy, yaşama hakkı olmazsa diğer hakların kullanılmasının olanaksız hale geldiğinin altını çizdi.

   Sağlığı yerinde olmayan ve ekonomik sorunları çözülmeyen insanın diğer haklarıyla ilgili güvencelerinin anlamı olmayacağını belirten Taçoy, “Bir ülkede sağlık hakkını güvenceye almadan diğer hakların varlığı ve güvencesinden söz edilemez” dedi.

   Sağlık hizmetlerinin etkin sunumunun toplumsal gelişimin en temel ögelerinden olduğunu kaydeden Taçoy, öncelikli sağlık hizmetlerinin niteliği ve niceliğinin artırılmasına devletin önem vermesinin zorunluluğuna vurgu yaptı.

   Hasan Taçoy, son yıllarda artan nüfus yoğunluğunun bir yandan sağlık harcamalarının artmasına neden olurken, diğer yandan da sağlık hizmetlerinin finansman yapısına ilişkin tartışmaları artırdığını belirtti.

   Taçoy, “Özellikle bütçe açıkları nedeniyle birçok kamu hizmeti ve sağlık hizmeti finansmanının ağırlaştığı sağlık alanında finansman sıkıntısının artmaya başladığı görülmektedir” dedi.

   Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Taçoy, “Sağlık hizmetleri, gerektirdiği finansmanın yaratılması açısından birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de primli sisteme dayalı olup, ekonomik gücü ve etkisine bakılmaksızın ortaya çıkacak hastalık riskine karşı toplumun bütün bireylerinin eşit ve etkin bir şekilde yararlanması tartışılmaları ve yasa çalışmaları yıllardır yapılmaktadır” dedi.

   Dünya genelinde sağlık harcamalarında ciddi bir artışın söz konusu olduğuna değinen Taçoy, bireylerin ödeme güçlükleri nedeniyle sağlık hizmetlerine erişememe riskini ortaya çıkardığını söyledi. Taçoy, bu riskin azaltılması ve ortadan kaldırılması için ülkeleri sağlık finansmanı konusunda düzenlemeler yapmaya ittiğini belirtti.

   Birçok ülkede sağlığın pahalılaşmasının insanları fakirliğe itecek noktada olduğunu kaydeden Taçoy, tüm ülkelerin sağlık için en iyi fon birikiminin nasıl olabileceğini ve finansal riskin paylaşılması için havuz sisteminin nasıl yapılabileceği konularında fikir üretmek durumunda olduklarını söyledi.

   Sağlık finansmanının işlevlerinden ikisinin, bireylerin sağlık hizmetlerini uygun bir şekilde satın alabilmek ve kaynak sağlamak olduğunu kaydeden Taçoy, havuz sistemiyle zenginlerin yoksulları, sağlıklı olanların hastaları, gençlerin yaşlıları sübvansiye edeceği için hakkaniyetli havuz sisteminin önemli olduğunun altını çizdi.

   Sağlık hizmetleri finansmanında sigortacılık uygulamasının bir risk taşıdığını söyleyen Taçoy, sosyal sağlık sigortasının ve genel sağlık sigortasının en önemli özelliğinin prim miktarının kişinin gelir miktarına göre değişmesi olduğunu söyledi.

   Şu anda sağlık primi olarak yüzde 2, iş görmezlik primi olarak yüzde 2 ve iş kazası için yüzde 2 primler ödenmekte olduğunu kaydeden Taçoy, bu yeni asgari ücrete uygulandığında toplamda 271 TL gibi bir rakama denk geldiğini ifade etti.

   “Bu rakam bizim için yeterli midir?” diye soran Taçoy, aralık ayında yaptıkları harcamaların 3 milyon 300 bin TL olduğunu, ilaç ödemleri ve benzeri ödemelerle bu rakamın 10 milyon TL’ye çıktığını vurguladı.

   Taçoy, genel sağlık sigortası yasa çalışması hakkında da bilgi vererek, mevcut sitemde bu yıl için 623 milyon TL’lik bir gelir öngörüldüğünü ve bu gelirin genel sağlık siteminin çalıştırılmasına yetmesinin imkansız olduğunu kaydetti.

   Genel sağlık sigortası sisteminin sosyal sigortalar çatısı altında ayrı bir yönetim şekli ve müdürlük olmasını öngördüklerini kaydeden Taçoy, 2023 yılında yasanın tamamlanarak, Meclis’ten geçmesiyle bazı sorunlara çözüm yolu bulmuş olacaklarını ifade etti.

   Ortalama yaşam süresinin erkeklerde 79, kadınlarda yüzde 83’e yükselmesinden dolayı yaşlı nüfusun arttığını söyleyen Taçoy, 43 bin 600 emeklinin yaklaşık 9 bininin 80 yaşın üzeri olduğuna işaret ederek, yaşam süresinin uzamasının artan masrafları gündeme getirdiğini belirtti.

   CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın da sunumuna, bugün gerçekleştirilen paneli çok kıymetli bulduğunu söyleyerek başladı.

   Barçın, asgari ücretle çalışan sigortalıların emeklilik sorunlarına değinerek çözüm önerileri sundu.

   Sosyal güvenlik sistemlerini tartışabilmek için rakamların ortaya konulması gerektiğini belirten Barçın, mevcut sosyal sigortalar sisteminde 3 bacak olduğunu söyledi. Barçın, işçinin yüzde 9, işverenin  yüzde 11 ve devletin Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında her çalışanın sigortaya beyan ettiği brüt maaşın yüzde 6,5’i kadarını koyduğuna işaret ederek, devletin bu sene koyduğu rakamın 1 milyar 800 milyon TL olduğunu belirtti.

   Barçın, Sosyal Sigortalar Yasası’na haiz sigortalı sayısının 43 bin 231 olduğunu, Sosyal Güvenlik Yasası’na haiz aktif sigortalı sayısının 72 bin 16, Sosyal Sigortalar Yasasın’dan emekli maaşı alanların 42 bin 332, Sosyal Güvenlik Yasası’ndan emekli olanların sayısının ise 405 olduğunu söyledi.

   Sosyal Sigortalar Dairesi’nde Sosyal Güvenlik Yasası geçtikten sonra havuzun ayrılması ve ayrı bir yönetim kurulu, ayrı tüzük olması gerektiğini kaydeden Barçın, orada toplanan primle mevcut emekliler ödendiği için bugüne kadar ayrı bir fon ve yönetim kurulu oluşturulamadığını söyledi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }