Cumhurbaşkanlığı, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'in 9 Aralık tarihinde Güney Kıbrıs'ı ziyaret edecek olmasına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Garantör güçlerden biri olarak İngiltere'nin iki tarafa eşit muamele etme yükümlülüğü bulunmaktadır" hatırlatması yapılırken, Kıbrıs Türk halkının varlığını görmezden gelmenin ve taraflardan sadece biriyle görüşmenin taraflar arasında güven inşa etme çabalarını ve farklı alanlarda anlamlı bir işbirliğinin önünü açma yollarını baltalayacağı uyarısında da bulunuldu. Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Birleşik Krallık'ın iki tarafı doğuştan eşit olarak kabul ettiğini ve sürdürülebilir bir gelecek için her iki tarafı da teşvik etmek istediğini sadece sözle değil eylemle de göstermesini bekliyoruz" ifadeleri de kullanıldı.
Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi:
Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer'in 9 Aralık 2024 tarihinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne resmi bir ziyaret gerçekleştireceği bilgisini almış bulunmaktayız.
Sir Starmer ayrıca Temmuz ayında göreve gelmesinin ardından, ilki Ekim ayında Londra'da olmak üzere, Başbakan olarak beş ay içerisinde ikinci kez Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile görüşecektir.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Özel Temsilcisi Güneş Onar aracılığıyla İngiliz makamları ile temasa geçerek, mantıklı ve pragmatik düşünce yapısıyla tanınan Başbakan ile Kıbrıs Türk tarafının bakış açısını da ilk ağızdan öğrenme fırsatı yakalayacağı umuduyla bir görüşme talebinde bulundu.
Ziyaretin, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs konusunda İngiltere'nin de temsil edileceği daha geniş kapsamlı gayrıresmi bir toplantıya ev sahipliği yapacağı bir zamanda gerçekleştiriliyor olmasına rağmen, garantör güçlerden biri olarak İngiltere'nin iki tarafa eşit muamele etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Kıbrıs'ta iki taraf vardır ve varılacak herhangi bir çözüm, taraflar arasında diyalog, işbirliği ve anlayış gerektirmektedir. Kıbrıs Türk halkının varlığını görmezden gelmek ve taraflardan sadece biriyle görüşmek, taraflar arasında güven inşa etme çabalarını ve farklı alanlarda anlamlı bir işbirliğinin önünü açma yollarını baltalayacaktır.
Yarım asırdan fazla bir süredir Kıbrıs Türk halkı ile eşitlik temelinde güç ve refahı paylaşmayı reddeden Kıbrıs Rum tarafının, İngiltere'nin gösterdiği bu tür “özel muamele” ile konfor alanından çıkması daha da zor olacaktır.
Garantör güç, BM Güvenlik Konseyi'nde söz sahibi ve Kıbrıs'taki tarihi gelişmeleri ve sahadaki gerçekleri iyi bilen İngiltere'nin, Kıbrıs Türk halkının ve seçilmiş liderlerinin varlığına saygı göstererek iki taraf arasında eşitlikçi bir yaklaşım sergilemesini bekliyoruz. Kıbrıslı Rum liderin, SBA'ları (Egemen Üst Bölgeleri) temsil etme yetkisi olmadığı gibi Kıbrıslı Türkleri de temsil etme yetkisi yoktur.
Ayrıca, Nisan 2004'te ayrı ayrı yapılan eş zamanlı referandumlarda Kıbrıs Rum tarafının BM Kapsamlı Çözüm Planı'nı reddetmesinin ardından, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, referandum sonuçlarının ardından Kıbrıslı Türkleri izolasyon altında tutma "mantığının" artık mevcut olmadığını söyleyerek, uluslararası topluma Kıbrıs Türk tarafı üzerindeki haksız izolasyon ve kısıtlamalara son verme çağrısında bulunmuştu.
Bu anlayışla, sağduyunun üstün gelerek Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer'ın Ada'yı ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmeyi kabul etmesini ve Birleşik Krallık'ın iki tarafı doğuştan eşit olarak kabul ettiğini ve sürdürülebilir bir gelecek için her iki tarafı da teşvik etmek istediğini sadece sözle değil eylemle de göstermesini bekliyoruz.