Türkiye ekonomisi ile aynı para birimini kullanmamızın doğal sonucu olarak geçmişte olduğu gibi; günümüzde de TL’nin değer kaybı enflasyona ve KKTC’de özellikle dar gelirlinin ve esnafın krize girmesine neden olmaktadır.
Yüksek enflasyon problemi yaşayan ülkelerde olduğu gibi; bizde de gayriresmî dolarizasyon ekonominin geneline hâkim olmaya başlamıştır. Şöyle ki, kişiler kendilerini enflasyonun aşındırıcı etkisinden korumak için elde yabancı para tutmayı daha çok tercih ederler ve bankalardaki mevduatlarını yabancı para cinsine dönüştürürler. Ayrıca, ev sahipleri kiralarını, satıcılar ise mallarının bedelini yabancı para cinsinden istemeye başlarlar.
Enflasyonist zamanlarda hükümetler çalışanların ve emeklilerin alım gücünü korumak için Eşel-mobil sistemini daha sık aralıklarla uygulamaya başlar ve işletmelerin fiktif kârlardan vergi ödemesini önlemek için enflasyon muhasebesine geçiş yapmaya razı olurlar.
Gayriresmi dolarizasyon yoluyla kişilerin TL’yi yabancı parayla ikame etmesi, kiraların yabancı paraya endekslenmesi, üreticilerin ve tüccarların mal ve hizmet bedellerini yabancı paraya endekslemesi yanında hükümetlerini başvurduğu başlıca önlemler Eşel-mobil ve enflasyon muhasebesidir. Bunların dışında hükümetlerin aspirin nitelikli alabileceği diğer önlemlere bilimsel açıdan pek itibar edilmemektedir.
KKTC’deki fiyat istikrarsızlığı karşısında özellikle CTP’nin diline pelesenk ettiği “stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi”ne geçiş önerisi akademik camiada yeterli desteği görmemiştir.
Hatırlanacağı gibi; CTP’nin “Euro’ya geçelim” ile başlayıp sonra “stabil para birimine endeksli muhasebe sistemini geçelim” şeklinde devam eden ekonomik argümanı adeta hurmanın tepesindeki bedevinin can korkusuyla kurban vaadinden hurmadan indikten sonra “Arap fakir, mafiş kurban” deyip yürümesine benzemektedir.
Her ekonomik platformda CTP, “stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi”ni sihirli değnek gibi devamlı terennüm etmektedir. Ancak, partiye yakın bazı ekonomistlerin kerhen desteği yanında bu argüman bilimsel platformda ciddi destek bulmamıştır.
CTP’nin “stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi”ne ilişkin KKTC’deki ekonomistlere ilaveten yurt dışında önemli görevlerde bulunan Kıbrıs Türk uzmanların ağır eleştirilerine parti yönetimi halen daha tatmin edici bir yanıt vermemiştir.
Bir dönem İngiltere Merkez Bankasında da görev almış olan Prof. Dr. Mete Feridun ve Belçika Merkez Bankasında görev yapmış olan Prof. Dr. Engin Kara’nın KKTC’de “stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi”ne geçiş ile ilgili değerlendirmeleri son derece manidardır (https://haberkibris.com/euroyla-ilgili-oneriler-bilimsellikten-uzak-2128-2023-06-09.html?fbclid=IwAR2N8AZrVpHZAk3o6XN8orpO5U2DZD7yMY3qFeXgGnmv1x-IgGGa3YUpAnE).
Bir dönem İngiltere Merkez Bankasında da görev almış olan Prof. Dr. Mete Feridun Euro kullanımına geçilmesi yönündeki değerlendirmelerin bilimsel bir temelde değerlendirilmemiş olduğunu ve bunun faydadan çok zarara yol açma ihtimali olduğu konusunda uyarıda bulunurken, bir dönem Belçika Merkez Bankasında görev yapmış olan Prof. Dr. Engin Kara ise Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bu açıklamaları bilimsel ve kapsamlı bir çalışma yapmadan yapmış olmasını eleştirdi.
Prof. Dr. Mete Feridun özetle “ortada kamuoyuyla paylaşılan, konusunda uzman akademisyenlerin üzerinde mutabık kaldığı bilimsel bir değerlendirme yokken, nasıl olur da bu konuda bu kadar rahat fikir beyan edilebiliyor anlamış değilim.” ifadesinde bulundu.
Prof. Dr. Engin Kara ise bu öneriyi ortaya atan Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bu konu hakkında tatmin edici herhangi bir bilgi veya değerlendirme paylaşmaktan kaçındığını belirterek bu politikayı bu denli savunduklarına göre, konuyla ilgili detaylı araştırma yaptıklarını düşünüp, ilgili çalışmaların kopyasını istemiştim. Aradan neredeyse 2 sene geçti ama bir cevap alamadım. Ortada bir slogan ve “teknik olarak mümkünden başka bir şey yok.” söyleminde bulunarak CTP’yi tenkit etti. Prof. Dr. Engin Kara aynı zamanda yapmış olduğu bir hesabı paylaşarak eğer CTP’nin önerdiği stabil para birimine geçilmiş olsa idi bugün KKTC’de asgari ücretlinin daha az artış alacağını matematiksel olarak raporlamıştır.
Sonuç olarak; ülkenin tek ana muhalefeti durumunda olan CTP’nin UBP’ye ve iktidara gerçek anlamda alternatif olabilmesi için ekonomik argümanlarının popülist sloganlardan öte dünyadaki en iyi uygulamalara ve bilimsel gerçeklere dayandırılmalı ve bu alandaki uzman ve bilim adamlarını ikna edici düzeyde olmalıdır.