Kıbrıs

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, gündemi değerlendirdi

Abone Ol

   Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, hükümete gelmeleri durumunda stabil para birimine endeksli muhasebe sistemine geçeceklerinin altını çizdi ve “Biz bu sisteme geçeceğiz. Biz gelene kadar, iki ayda bir hayat pahalılığı uygulasınlar. Asgari ücreti de hayat pahalılığını da iki ayda bir belirleme noktasına gelin. Yoksullaşmanın ve yoklaşmanın dibine vuruyoruz. Herkes gözünü açsın. Karşımızdaki yapıdan bir şey beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir. Çeksinler, gitsinler…” ifadelerini kullandı.

   Kanal T’de Ahmet Kaptan’ın konuğu olan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, gündeme dair soruları yanıtladı.

   Ercan ile ilgili sözleşme konusundaki soruyu yanıtlayarak sözlerine başlayan Erhürman, sözleşmenin 25 yıllık bir sözleşme olarak başladığını ve yap, işlet, devret sözleşmesi olduğunu hatırlattı.

   Söz konusu sözleşmelerde sürelerin çok önemli olduğuna vurgu yapan Erhürman, fizibilitenin önemine de işaret etti.

   Erhürman, “Bu sözleşmelerde kaç yıl olacağını ve kaç yılın sonunda size geçeceğini bilmek durumundasınız. Sözleşme tarihinin 2012’den 2037’ye olmasına rağmen, daha ilginç bir şey var. Şu anda ‘hükümet’ bitiş tarihi 2042 olmalı diyor. Çünkü arada UBP hükümetlerinde 4 yıl ilave yapılmıştı, bir yıl da bonus veriyorlar.

   Şirket bitiş süresi 2051 diyor. 2012-2051 arası 39 yıla tekabül ediyor. Aradaki 14 yıllık gelir kaybı, 59 milyonu katlar” dedi. Ek sözleşmeye göre, pandemi sürecinin 27 ay 9 gün olarak belirlendiğini ifade eden Erhürman, “Salgın hastalık 27 ay 9 gün sürdüyse, Haziran 2022 pandeminin bittiği tarih olarak kabul ediliyor. Mart 2020’den Haziran 2022’ye kadar gelir elde edilmediği varsayılarak pazarlık bakkal hesabı yapıldı” dedi.

 

“Çekip gitsinler…”

 

   Pandeminin her alanı etkilediğine de dikkat çeken Erhürman, “Bu süreçte Ercan’ın hiç kazancı yok da diğer sektörlerin mi var?” diye sordu.

   Topluma hiçbir açıklama yapılmamasını da eleştiren Tufan Erhürman, “Bunların sebebi nedir? Bakanlar kurulundaki arkadaşlara sorulduğunda, ‘benim haberim yok’ diyorlar. Bu nasıl bir yapıdır? Ek protokolü neye göre imzaladınız?” diye sordu.

   Erhürman, “Bu paralar bu halkın cebinden çıktı. Bu havaalanı, bu halkındır. Bizim ürettiğimiz paralarla yapılan yerdir burası, hala ödüyoruz” ifadelerini kullandı. Bu sözleşmenin ‘iler tutar yanı’ olmadığının altını çizen Erhürman, ne hukuken ne de hesap kitap açısından manasının da olmadığını kaydetti.

   Bakanlar kurulundan kişilerin sorumluluk almadığını belirten Erhürman, “Bu memlekette en önemli yatırım alanları hakkında bile ‘benim haberim yok’ derlerse, ben de çekin gidin diyorum. Bu memleketin sizden bekleyeceği hiçbir şey kalmadı” dedi.

 

“Stabil para birimine endeksli muhasebe birimine geçeceğiz…”

 

   Memlekette yapısal bir sorun olduğuna dikkat çeken Erhürman, dövizin yükseldiğini, bunun da fiyatlara yansıdığını vurguladı ve alım gücünün de düştüğünü kaydetti.

   “Alım gücü yerlerde sürünüyor. Biz alamıyoruz ama yabancılar hızlıca alıyor. Hızla yoksullaşıyoruz. Plan yapıp masaya planımızı koymamız lazım” diyen Erhürman, stabil para birimine endeksli muhasebe sistemine geçişi işaret etti.

   Hükümete gelmeleri durumunda stabil para birimine endeksli muhasebe sistemine geçeceklerinin altını çizen Erhürman, “Biz bu sisteme geçeceğiz. Biz gelene kadar, 2 ayda bir, bir ayda bir hayat pahalılığı uygulayın. 59 milyonunuz varsa, bunu yapabilirsiniz. Asgari ücreti de hayat pahalılığını da 2 ayda bir belirleme noktasına gelin” diye çağrıda bulundu.

   Erhürman, “Biz bu planı yapmazsak, en iyi ihtimalle 10 senemiz kaldı. Maalesef yoksullaşmanın ve yoklaşmanın dibine vuruyoruz. Herkes gözünü açsın. Karşımızdaki yapıdan bir şey beklemek, ölü gözünden yaş beklemektir. Çeksinler, gitsinler…” ifadelerini kullandı.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }