Cenevre’ye neden gidilir ki?

Abone Ol

İstanbul Havalimanı - Sanırım İstanbul dışında en fazla uçtuğum yer Londra. Ancak listenin ilk iki sırasını paylaşan bu şehirden sonra listenin üçüncü sırasında belirgin bir konumu bulunan şehir Cenevre. Biz Kıbrıslılar Kıbrıslı bir gazetecinin neden bu kadar çok Cenevre’ye seyahat ettiğini bilir ancak dışarıdan bakanlar? Düşünün birisi beni takip ediyor olsa ve bu kadar çok sefer Cenevre’ye gittiğimi görse, bu adamda çok para var, gidip İsviçre’deki hesaplarını kontrol ediyor diye düşünecek. 

Kıbrıslı Türk bir gazetecinin Cenevre’de ne işi var gerçekten? Gidilecek o kadar yer varken, soğuk ve son derece pahalı olan bu kente ne diye gider? Para pul yok o nedenle İsviçre bankalarına hesap da söz konusu değil.

Dubai Çikolatası için Birleşik Arap Emirlikleri’ne giden dostlarımız oldu ama dediğim gibi ünlü İsviçre çikolatası için bu yolculuk yapılmaz. En ünlü çikolatası Toblerone o da marketlerde bile var. 

Neden gidilir?

Çok pahalı dedik ya. Öyle kulaktan dolma verilerle değil bu bilgi, tecrübeyle sabitledik. 
Bir tık daha genç ve nispeten daha az tecrübeli olduğumuz Mont Pelerin zirveleri sırasında mesela. Cenevre’yi herhangi bir Avrupa şehri zannedip sınırlı mali tedbirlerle gelip ucu açık zirve izlediğimiz günlerde, sefaletin ne demek olduğunu zor yoldan öğrenmiştik. Ulaş Barış, Levent Kutay, Mehmet Kasımoğlu’na sorabilirsiniz. 
Neyse geçelim. 

Neden Cenevre’ye gidiyoruz?
Ya da daha doğru bir ifadeyle, neden Cenevre’ye gidiliyor? 

Neden bölgenin en önemli aktörlerinden beşi, Birleşmiş Milletler gözetiminde, kronikleşmiş bir Kıbrıs Sorunu’na bir kez daha bakmaya neden gidiyor? Neden BM Genel Sekreteri, yanan ve kanayan dünyanın öncelikli meselelerinden zaman ayırıp Kıbrıs için Cenevre’ye gidiyor? 
Kıbrıslı Rumlar adına ve Kıbrıslı Türkler adına konuşan liderler birbirlerinden gece ve gündüz gibi farklı pozisyonlarını sürekli tekrar ettikleri halde neden gidiliyor.

Dünya kadar uğraşması gereken mesele varken Türkiye’nin Dışişleri Bakanı’nın ne işi var Cenevre’de bu karda kışta.  
 Hele hele ‘bu işten bir şey çıkmaz’ imaj vermeye çalışan Kıbrıs Türk tarafının tarihin en kalabalık heyetlerinden biriyle oralarda ne işi var bilemedim? Başkanlar, vekiller, siyasi danışmanlar.. Ne arasanız var. Dostlar alışverişte görsün diye mi, yoksa alış veriş yapmaya mı diyeceğim ama durup dururken birilerini kızdırmayayım diye susuyorum. 

Neticede biz yine Cenevre yollarına düştük. İstanbul Havalimanı’nın sıradan ölümlüler için ayrılmış bölümünde, Cenevre uçağını beklerken yazdığım bu yazı biraz da kendi kendime konuşma eylemim sırasında sorduğum, Neden gidiyoruz? sorusuna cevap arama çalışması gibi oldu. Ona da sizi ortak ettim galiba. Emin olun ki neden gittiğimizi, ya da neden gidildiğini öğrendiğim anda, ilk size söyleyeceğim.  
Cenevre’de ya da Cenevre’den görüşürüz artık.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }