Kıbrıs

Çatalköy-Esentepe Belediye Başkanı Kırok, KTİMB Başkanı Gürcafer ve ekibi ile dün belediye binasında bir araya geldi

Abone Ol
“Hızlı yapılaşmanın doğru bir zeminde gelişmesi çok önemlidir”    Gürcafer toplantıda şunlara değindi: “Planlı yapılaşma, belirli bir vizyon temelinde şehirlerimizi kurgulama, belirli özelliklerini ön plana çıkartarak bölgelerimizi kimlik sahibi kentlere dönüştürmek ve ziyaret edilmek istenen çekim merkezleri haline getirebilmek anlamını taşır. Bu sadece turizm gelirlerimizi artırıcı bir unsur değil, aynı zamanda bölgedeki ekonomik ve sosyal devinimi yaratma, bunu sürekli kılma, bölge halkının refahını artırma ve en nihayetinde ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlamak demektir. Esentepe ve Tatlısu bölgemizi diğer bölgelerden ayrıştıran ve bir süredir hepimizin gözlemlemekte olduğu bir unsur var ki bölgenin doğal güzellikleri, korunmuş bakir doğası ve dokusu nedeniyle konut edinmek isteyen kesimlerce oldukça talep gören bir bölge olması, bu talebin doğal sonucu olarak da bölgede hızlı bir yapılaşma yaşanıyor olmasıdır. Bu hızlı yapılaşmanın doğru bir zeminde gelişmesi çok önemlidir. Her şeyden önce teknik ve sosyal altyapının bu gelişime paralel olması ve gereklilikler ile ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Bunlar kamusal hizmetler olarak karşımıza çıkan konulardır ve yerel yönetimlerce sağlanmalıdır. Yerel yönetimlerin ise bunları yerine getirebilmesi için ulusal düzeyde kabul görmüş bölgesel gelişim vizyonumuz olmalıdır ve bu temelde belirlenmiş gelişim stratejilerimiz olmalıdır. Olmalıdır ki yıllardır önemini her fırsatta dile getirdiğimiz planlı yapılaşmanın zeminini oluşturan imar planlarımızı sağlıklı bir şekilde oluşturabilelim. Bizler, bu düşünceden hareketle yaklaşık iki yıl önce, hızlıca gelişmeye başlayan Esentepe Tatlısu bölgesi için çalışmalar yapmaya başladık. Öncelikle, şehir plancımız başta olmak üzere, kendi bünyemizdeki uzman kadromuz ile bölgeye ilişkin detaylı teknik bir çalışma yapıldı. Bu çalışmada adeta bölgenin havadan fotoğrafını çekmişçesine, bölgenin mevcut durumu analiz edilerek pek çok detay ortaya kondu ve bölgenin teknik ve sosyal altyapısına ilişkin gereklilikler, protokol katılımının da gerçekleştiği bir organizasyonla, bölge halkı da dahil ilgili taraflarla paylaşıldı. Buradaki amaç, özellikle yetkili makamların, yapılması gerekenlere karşı farkındalıklarını artırmak, dikkatlerini çekmekti. Bu organizasyon sayesinde konunun önemi, hassasiyeti ve aciliyetinin gündeme gelmesi üzerine çalışmalarımızı devam ettirdik. Yerel yönetimlerle, ilgili meslek gruplarıyla ve yetkili makamlarla iletişimimizi sürdürdük. Uzmanlarımız dünyadaki başarı örneklerini ve en çok ziyaretçi ağırlayan benzer iklim, kültür ve özelliklere sahip, Akdeniz’e kıyısı olan bölgeler üzerinde araştırmalar yaptılar. Bu ülkelerin nasıl bir gelişim sürecinden geçerek, hangi alanlarda ne gibi uygulamalar yaparak bugün çok yüksek turizm gelirlerine sahip olabildiklerini araştırdık. Pandemi öncesinde sahip oldukları yüksek turizm gelirlerine ve ziyaretçi sayısına nasıl olur da pandemi nedeniyle bozulan ekonomiye ve değişen turizm tercihlerine rağmen 2022 yılı itibarıyla yeniden kavuşabildiklerini inceledik. Pek çok değerli bilgiye ve veriye ulaştık. Ve gördük ki tümünün ortak özelliği, ta 1950’li yıllardan itibaren uygulamaya başladıkları, bölgelerin özelliklerine yönelik oluşturulmuş stratejiler ve bunları destekleyecek etkin teşvik sistemleridir. Tarımsal üretimden ulaşıma, hayvancılıktan konaklamaya, yöresel değerlerin korunmasından her türlü alt yapıya kadar pek çok alanda, her bölgenin kendine has yapısına uygun, ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikte, kalkınma odaklı, yerelliği ve yöreselliği koruyucu uygulamalarla hem ekonomilerini güçlendirmişler hem de her kesimin ziyaret etmek istediği bölgeler haline gelmişler. Zaman içerisinde değişen koşullara, dengelere ve taleplere, temel özelliklerini koruyarak cevap verebilecek şekilde hareket etmişler. Örneğin yapılaşmada dokuyu, doğal kaynakları korumuşlar. Üretimde sağlanan teşviklerde bölge halkını koruyucu politikalar izlemişler. Lüx bir turizm çeşidi olan ve bir bölgeye en yüksek getiriyi sağlayan yat turizmini dahi geliştirirken inşa edilen marinalarda atık yönetimine, bölgenin dokusuna ve benzeri noktalara önem vermişler. Kısacası kırsal bölgelerin kalkınmasına yönelik planlamalarını, bölgenin değerlerini ve özelliklerini koruyarak ve ön plana çıkartarak yapmışlar. Bu bölgeler günümüzde, dünyanın en çok ziyaretçi ağırlayan ve en yüksek turizm gelirine sahip ilk 10 ülkesinde bulunuyor. Esentepe ve Tatlısu bölgelerimize baktığımızda, kültürel olarak da iklim olarak da yapı ve doku olarak da her iki bölgenin bu bahsettiğimiz başarı örneklerini oluşturan bölgelerle çok fazla örtüşen özellikleri bünyesinde barındırdığını görüyoruz. 2015 yılında ÜFP kapsamında bölge için alınan kararlara baktığımızda, topluma dayalı turizm türlerinin bölgede uygulanması, dokunun, sulak alanların, doğanın, çevrenin korunması, yüksek katlı yapılaşmalara yer verilmemesi, tarihi ve kültürel mirasın korunması ve benzeri kararların halihazırda alınmış olduğunu görüyoruz. Bizlere düşen, bu noktadan itibaren söz konusu kararlar çerçevesinde stratejilerimizi oluşturmak, kaynak yaratmak da dahil olmak üzere planlamalarımızı yapmak ve kağıt üzerinde kalmadan uygulamaya almak olmalıdır. Çatalköy-Esentepe Belediyesi’nin de böyle bir vizyona sahip olması ve tüm bunlara ışık tutması amacıyla yürüttüğümüz çalışmalarımızın “ana çerçevesini” bugün Belediye Başkanı ve ekibiyle paylaşmak bizleri oldukça mutlu etmiştir. Bu noktadan sonra bölge belediyelerimize büyük görevler düşmektedir ve bizler elimizden gelen her türlü teknik desteği sağlamaya hazırız”.
{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }