Rum yönetimi, BM Güvenlik Konseyi’nin Pile’deki mevcut yolun iyileştirilmesi/genişletilmesi çalışmalarının başlangıcında Kıbrıs’taki BM Barış gücünün engelleme müdahalesi üzerine yaşananlarla ilgili 21 Ağustos’ta yayımladığı açıklamadan memnuniyetini, Dışişleri Bakanlığı açıklaması ile duyurdu. Açıklamada “Güvenlik Konseyi açıklaması güçlü mesaj veriyor” ifadesi kullanıldı.
Alithia’nın “Lefkoşa Memnun” başlıklı haberine göre “uluslararası toplumdan derhal gelen geniş ölçekli tepki açıklamalarının ardından yapılan Güvenlik Konseyi açıklaması memnuniyet yaratmıştır” denilen Rum Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklamasında, Türk kuvvetlerinin ara bölgede yeni ve ciddî bir askerî ihlali planlayıp uygulamaya koyduğu” iddia edildi.
Açıklamada, Yiğitler köyü ile karma köy Pile arasındaki mevcut yolun asfaltlanma girişiminin “bölgedeki fiili durumun ihlali ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olduğu” iddia edildi. Yol çalışmasına müdahale eden BM Barış Gücü mensuplarına “örgütlü tehdit ve şiddet uygulandığı” savunulan açıklamada, Rum yönetiminin, Dışişleri Bakanlığı’nın ve Rum halkının Barış Gücü personeline tam desteği yinelendi.
“Uluslararası toplumun güçlü tepkisi Kıbrıs Türk liderliğinin ve Türkiye’nin taleplerine net bir cevap ve bu tür eylemlerin kabul edilmediğine dair güçlü bir mesajdır” denilen açıklamada “Kıbrıs sorununun çözüm zemininin iki bölgeli iki toplumlu Güvenlik Konseyi kararlarında ifade edildiği gibi siyasi eşitliğe sahip federasyon olduğunun tam da bu zamanda yeniden teyit edildiğine” dikkat çekildi.
Güvenlik Konseyi açıklamada yer verilen, BM Genel Sekreteri’nin “temsilci atamasının gerekli olduğu” saptamasına tamamen katıldığını belirten Rum Dışişleri, bu görüşü Genel Sekreter’e kendilerinin ilettiğini hatırlatarak “böyle bir şeyin müzakereleri yeniden başlatma çabasına belirleyici katkı koyacağı” iddiasını yineledi.
Türk tarafının Pile-Yiğitler mevcut yolunu iyileştirme/genişletme çalışmalarının “yasadışı olduğunu” iddia eden Rum Dışişleri, bu çalışmaların “derhal durdurulmasını, bütün yapıların derhal bölgeden uzaklaştırılmasını, ara bölge içerisinde ya da ateşkes hattı boyunca askerî olan ya da olmayan benzer faaliyetlere cüret edilmemesini” istedi. Açıklamada “bu faaliyetlerin olası sürdürülmesi, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakereleri yeniden başlatma çabalarını ve Türk-Yunan ilişkilerinin geleceğini olumsuz etkiler” denildi.
-“Annita Dimitriu denklerinden Türkiye’ye baskı yapmalarını istedi”
Gazete, Rum Meclis Başkanı Annita Dimitriu’nun da BM Güvenlik Konseyi daimi ve daimi olmayan üye ülkelerinin parlamento başkanlarına, uluslararası ve bölgesel örgüt başkanlarına, AB üyesi ülkelerin parlamento başkanlarına Avrupa Konseyi’ne, Doğu Akdeniz ve İran körfezi ülkelerine salı günü Pile hakkında girişim-mektubu gönderdiğini haber verdi.
Habere göre Rum Meclisinden yapılan açıklamada Dimitriu’nun, Türkiye’yi ve KKTC’yi “toprağa dair yeni emrivakiler yaratmak isteği ve KKTC toprağını genişletme çabası ile karma Pile köyü yakınlarında ara bölgeye nüfuz etmeye çalışmakla” suçladığı kaydedildi.
Mektupta “yetkisiz” diye nitelenen yol çalışmasının KKTC’nin ara bölge içerisindeki “askerî nöbet noktasına bağlanacağı”, bu faaliyetle “ateşkes hattının en hassas bölgesi” olarak tanımladığı bölgede "askerî avantaj elde etmek istendiği” ve bunun, “1974’ten bugüne Yeşil Hat içerisine yapılan en ciddi müdahale olduğu” iddia edildi.
Bu faaliyetin Güvenlik Konseyi, AB kurumsal organlarının liderleri ve diğer ülkeler tarafından kınandığı kaydedilen mektupta “Türkiye’nin tırmanan tahrikkar faaliyetleri, Kıbrıs sorununa iki bölgeli iki toplumlu uluslararası hukuka, BM’nin ilgili kararlarına ve AB’nin ilke ve değerlerine uygun adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması için müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarını ciddi erozyona uğratıyor” iddiasına yer verildi.
Rum Meclis Başkanı son olarak “uluslararası hukuka uyması ve Kıbrıs sorununa uzlaşılmış çerçevede ve BM’nin ilgili kararları temelinde, ülkeyi barış ve istikrar şartları içerisinde yeniden birleştirecek, kapsamlı bir çözüm için iyi niyetle işbirliği yapması için Türkiye’ye baskı yapılması gerektiğini” savundu.
“Siyasi partilerin açıklamaları”
Aynı gazete Rum siyasi partilerinin de Güvenlik Konseyi açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerini yazılı açıklamalar ile duyurduğunu kaydetti.
Habere göre DİKO “uluslararası toplumun gösterdiği tepki ve Güvenlik Konseyi açıklaması Kıbrıs olarak her zaman işaret ettiğimiz, çözümsüzlüğün ana sebebinin her fırsatta modası geçmiş kötü niyetini gösteren Türk tarafı olduğunun uluslararası toplumda artık fark edilmeye başlandığını gösteriyor” dedi.
DİPA memnuniyet belirttiği Güvenlik Konseyi açıklamasında, “BM Barış Gücü’nün ‘uluslararası hukuka göre, tam olarak kovuşturulacak ciddi suç” özgün ifadesinin benimsenmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu.
EDEK “Ara bölge toprağının Rum yönetimine ait olduğunu, ateşkes durumunu gözetmesi için BM Barış Gücü’ne verildiğini” iddia etti. Açıklamasında “bölgedeki fiili durumun Barış Gücü ile KKTC arasında hiçbir görüşme yapılmadan eski haline getirilmesi ve bütün yetkisiz yapıların bölgeden uzaklaştırılması ve “ara bölge içinde ve ateşkes hattı boyunca yetkisiz askerî ya da sivil faaliyetlerin önlenmesi istenilen Güvenlik Konseyi açıklamasının uygulanması gerektiğini” savundu.
Eski DİSİ Başkanı Averof Neofitu da kişisel sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, Rum yönetiminin Pile’de meydana gelen durumu yönetme şekline destek belirtti. “Hükümetin, Pile’deki durumu enternasyonalize etmesi doğruydu. BM Güvenlik Konseyi açıklaması memnuniyet verici. Türk tarafı ifşa oldu. Bize kınamalar, onlara da Pile yolu kalmasın diye şimdi hedeflere büyük bir dikkat ve strateji gerekiyor” dedi.
Fileleftheros Güney Kıbrıs’ta dün başlayan Dış Rumlar Kongresinde yapılan açılış konuşmalarında da Pile’de yaşanan gerilim ve BM Güvenlik Konseyi’nin Pile’deki gerilimle ilgili yayımladığı açıklamanın gündem olduğunu bildirdi.
Habere göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in açıklamadan duyduğu memnuniyeti “uluslararası toplum Erdoğan’a da işgal rejimine de net cevap verdi, başka bir şey söylememe gerek yok” sözüyle ifade etti.
Güney’de Türk tarafının “bir yandan askerî avantaj elde etmek için ara bölgenin bir bölümünü zapt etmeyi, bir yandan da müzakereleri yeniden başlatma çabalarını torpillemeyi hedeflediği” görüşünün hâkim olduğunu yazan gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in Dış Rumlar Kongresinin dünkü açılışı öncesinde bir gazetecinin sorusuna verdiği cevapla "bu ihtimali göz ardı etmediğini” yazdı.
Hristodulidis: Uluslararası toplum Erdoğan’a da işgal rejimine de net cevap verdi, başka bir şey söylememe gerek yok
Habere göre gazetecinin “Türk hareketleri müzakereleri yeniden başlatma çabalarını havaya mı uçuruyor?” sorusuna karşılık Hristodulidis, KKTC’deki bazı çevrelerin bu tür eylemlere, gösterilecek tepkinin bilinciyle çabaları torpillemek hedefiyle girişmiş olabileceği iddiasında bulunarak “ancak bu ölçüde tepki beklemiyorlardı. Uluslararası toplum Sayın Erdoğan’a da işgal rejimine de net cevap verdi başka bir şey söylememe gerek yok” dedi.
Hristodulidis uluslararası toplumdan gelen tepkiyi “benzeri görülmemiş” diye niteleyerek, bunun önemine vurgu yaptı “ bizim yapıcı rolümüzü, meseleyi nasıl yönettiğimizi ve işgal rejiminden yapılan eylemleri görmüş olmalarını cepte tutuyorum, biz müzakereleri yeniden başlatma çabalarımızı sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.
ABD’li senatör Menendez ile yapacağı görüşme ve Güney Kıbrıs-ABD ilişkileri sorulduğunda ise, son yıllarda ABD ile ilişkilerinin daha önce hiç olmadığı bir düzeye yükseldiğini hatırlatan Hristodulidis, Menendez ile de ikili ilişkilere tabi bazı konuları ele alacaklarını söyledi.
Rum Meclis Başkanı Annita Dimitiru, Dış Rumlar Kongresinin açılışında yaptığı konuşmada Kıbrıs sorununun, Türk tarafının iki devlet çözümünü ileri götürmesi nedeniyle durduğunu iddia etti. Türkiye’yi “nihai hedefinin kapalı Maraş’ı yerleşime açmak ve Rum mallarını gasp etmek olduğunu doğrulayan maharetlerle fiili durumu değiştirmek için yeni emrivakiler işlemekle” suçlayan Dimitriu “son günlerde de Pile’de ara bölgede yeni emrivakiler yaratma ve fiili durumu ihlal çabasına şahit olunduğunu” savundu.
Dimitriu Dış Rumların, oynayabilecekleri rolün “çok büyük önemi olduğuna” vurgu yaptığı konuşmasında “uluslararası şahsiyetlere erişiminiz ve diğer ülkelerin diasporaları ila bağlantılarınız Kıbrıs sorununu çözme çabalarımıza destekleyici ve belirleyici olabilir” dedi.
Koçiras: Atina ve Lefkoşa olarak her zamanki gibi tam koordinasyon içerisinde gerekli bütün faaliyetlerde bulunuyoruz
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın Dış Rumlar’dan sorumlu müsteşarı Yorgos Koçiras ise konuşmasında Pile’de Kıbrıslı Türklerin BM Barış Gücü mensuplarına “saldırılarının kabul edilemez ve uluslararası meşruiyeti torpilleyen faaliyetler olduğunu” iddia etti. Dış Rumlar Kongresine Yunanistan’ı temsilen katılan Koçiras “Atina ve Lefkoşa olarak her zamanki gibi tam koordinasyon içerisinde, Avrupa düzeyinde ve uluslararası düzeyde gerekli bütün faaliyetlerde bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Koçiras “ortak millî hedefimiz, Kıbrıs sorununa uluslararası düzeni ve meşruiyeti tesis edecek ve BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına dayalı adil ve kesin bir çözüm bulmak olmaya devam ediyor” dedi.
Kongrenin açılışında Rum Yönetimi Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis, Hristodulidis hükümetinin önceliğinin, Helen diasporası için millî strateji çizme ve uygulama olduğunu söyledi.
Haberde, Yurtdışında yaşayan Rumların örgütlü olduğu POMAK, PSEKA ve NEPOMAK başkanları dışında Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yeorgios'un da kısa birer konuşma yaptığı belirtildi, konuşmalardan detay verilmedi.