Bu ülkede artık turistin tanımını yapmanın zamanı gelmedi mi?
Sözlükten bakıp yazayım isterseniz; turist; dinlenme, eğlenme, görme, tanıma gibi amaçlarla geziye çıkan kimsedir…
Ülkemize turist olarak gelen birçok kişi yukarıdaki tanıma hiç uymuyor.
Bazısı ise o amaçla gelir gibi gözükse de kısa süre sonra bu tanımın dışına çıkıyor.
Bu ülkeye turist diye gelen ama turist olma dışında her şeyi yapan çok sayıda insan var.
En son örnek; Girne dağ yolunda önceki gün kazaya sebebiyet veren TIR şoförü turistmiş…
Bir gün önce geldiği ülkede koskoca bir TIR süren turist…
Hem de o turist, bu ülkenin en tehlikeli yolu olan Girne dağ yolunu kullanmış, gitmiş bir otomobili ezmiş.
Çarptığı otomobildeki insanları az kalsın öldürüyordu.
Nasıl bir turisttir bu?
Başka bir ülkeye TIR’ıyla giden turist mi olur?
Bu adam bu ülkeye turist olarak mı geldi işçi olarak mı?
Bu adam bu ülkeye mal getirdi de indirmeye mi gidiyordu?
Bu ülkeye bir insan iş için geliyorsa ona neden turist diyorlar ki?
Polis kaçakları yakalıyor, bir bakıyorsunuz o kaçaklardan birisine ülkeye turist olarak gelmiş yedi yıl burada kalmış.
Polis hırsız, soyguncu yakalıyor, bir bakıyorsunuz turist vizesiyle girmiş.
Kaçak çalışan kişi yakalanıyor, bir bakıyorsunuz o da turistmiş.
Uyuşturucuya karışan kişi yakalanıyor, o da turist…
Bu ülkede birçok “turist”, gerçek anlamından çıkmış durumdadır.
Çok ciddi sorunlarımızdan birisidir bu; ülkeye gelen birçok öğrenci aslında öğrenci değildir, turist de turist değildir…
Ciddi denetim olmazsa tabii ki ortaya böyle absürt durumlar çıkar.
Bu ülkeye işçi getirilecekse, o kişilerin de mağdur edilmeyeceği, güvenliklerinin de sağlanacağı özel anlaşmalarla gelmeleri ve “işçi” tanımıyla ülkede bulunmaları gerekmektedir.
Turist diye gelenlerin işçiye dönüşmesi her türlü istismara ve tehlikeye açıktır…
Ülkemize gelen ve şüphelenilen kişilerin, neden geldiği, nerede kalacağı, kaç parası olduğu sorgulanmalıdır.
Ülke sorma gir hanına çevrilmiş durumdadır…
Şimdi Girne dağ yolunda kazaya sebebiyet veren kişiye dönecek olursak; trafik akışının farklı olduğu ülkeden gelen kişilerin hemen yollara çıkması doğru değildir.
Kuzey Kıbrıs’ta trafik soldan seyrediyor, sağdan seyreden yani tam tersi bir trafikten gelen kişilere broşürler verilmeli ve kısa bir eğitimden geçirilmelidir.
Farklı bir trafik sisteminden gelen ve üstelik de turist olduğu söylenen bir kişi bu ülkede yaşayanların bile kullanmaktan korktuğu bir yolu kullanıyor ve korkunç bir trafik kazasına neden oluyor.
Bu kötü hikâyede bir şeyler ters değil midir? Ters gitmemiş midir?
Aslında her şey ters, bu ülkede tamam olan ne var ki?
Şimdi yeni bir anlaşmayla Türkiye ve KKTC ehliyetleri karşılıklı tanınacak.
Ancak bu anlaşmada iki ülkenin trafik sisteminin farklı olduğu, trafiğin farklı taraflardan aktığı hesaba katıldı mı acaba?
KKTC’den gelen kişinin Türkiye’de, Türkiye’den gelen kişinin KKTC’de araç kullanırken zorlanabileceği düşünüldü mü?
Biliyorum, bugüne kadar çok sayıda KKTC’den giden ve Türkiye’de araç kullanan, aynı şekilde de Türkiye’den gelip de KKTC’de araç kullanan kişi var.
Ancak bunun bir alışma süreci istediği, hataya, kazaya sebebiyet verebileceği de unutulmamalıdır.
O nedenle en azından kısa bir eğitimin şart olduğuna inanıyorum.
Hep büyük kazalar, ciddi olaylar olunca aklımız başımıza gelir gibi oluyor ama kısa süre sonra unutuyoruz.
Ne kadar yanlış varsa yapıyoruz, sonra da içinden çıkamıyoruz.