Ey Biden, dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri, 61 yıldır Kıbrıs’ta devam eden ve sorumluları belli olan soruna adil ve kalıcı çözüm bulma çabaları yıllar içinde neden bir sonuca ulaşamadığı da açıkça ortaya çıkmış olduğu halde, süreci yanlışlardan haksızlıklardan arındırıp doğru bir zemine taşıyıp erken bir zamanda çözüme kavuşturmak bölge ve dünya barışı için mutlak surette sonuçlandırmak yerine tam aksine sorunu daha da içinden çıkılmaz hale sokup daha büyük savaşlara hazırlamak adına Kıbrıs sorunundan sorumlu olduğu şüphesiz olan ve daha ileri boyutlarda yardım ve destek verdiğiniz arkasını sıvazlayarak daha da şımarttığınız Güney komşumuzun kimler olduğunu bir daha size hatırlatayım. Gerçi siz fazlasını bilirsiniz da başkalarının da bunları bildiğini hem koskoca ABD’nin de ne mal olduğunu bildiğini göstermek istedim. O destek verdikleriniz bakın kimler.
1 Nisan 1955’ten başlayarak Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek ENOSİS için Yunanistan ile birlikte kana bulayanlar. Önce sömürge İngiliz yönetimine bilahare Kıbrıslı Türklere karşı da başlattıkları tedhiş olaylarıyla katliam yapanlar, Türkleri göç ettirenler, Maraş’ta çarşıda alış veriş yapan İngiliz askeri eşlerini silahla arkadan vuranlar, katliamı sıcağı sıcağına fotoğraf çekip katliamı yapan TERÖRİST Nikos Sampson’un kendi gazetesinde ertesi gün yayınlayan. Birçok Türk köyünü ve bölgesini basarak masum insanları katledenle
1959-60 Zürih-Londra Antlaşmalarıyla Rum-Türk eşit ortaklığında 16 Ağustos 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetini, Türklere fazla haklar verildi iddiasıyla 3 yılda Anayasasını zorla değiştirmek ve ENOSİS yolunu açmak için hazırlamış oldukları Türkleri imha Planı olan AKRİTAS planını yasa dışı kurdukları 22 Tabur milis gücü ile 21 Aralık 1963’te Cumhuriyete yaptıkları birinci darbede Türklere ada genelinde silahlı saldırılara geçenler. Türkleri ortaklık devletinden silah zoruyla uzaklaştıranlar, devletin bütün organlarını, limanlarını, yollarını gasp edenler, Türkleri saldırılarla 103 köyden göç ettirenler, yıllarca abluka ve ambargolar altında tutup seyahatini, işine gücüne, davarının başına, bağına bahçesine gitmesini engelleyenler, mütemadiyen silahlı saldırıya geçenler.
Kıbrıs’a yasa dışı kaçak 20.000 Yunan askeri girmesini sağlayanlar, terörist Nikos Sampson’un gazetesine kağıt diye adaya gemiler dolusu silah ve cephane sokanlar Yunanlı general komitacı Grivas komutasında saldırmadık Türk bölgesi bırakmayanlar, BM Barış Gücünün 1964’te gelmesiyle birlikte Türklere karşı saldırılarını artıranlar, yüzlerce masum Türkü katledenler.
Kıbrıslı Türklerin savunması sıfırlandı diyerek bunu fırsat bilip acele ENOSİS için faşist Yunanistan Cuntası askerleriyle birlikte, Cumhurbaşkanı Makarios’un zamanı olmadığı gerekçesiyle acele ENOSİS’e karşı çıkması sebebiyle 15 Temmuz 1974’te Cumhuriyetin Cumhurbaşkanına ve sarayına tanklarla toplarla havanlar ağır silahlarla saldırıp yüzlerce korumayı katledenler, Makarios’u öldürdüklerini ekranlardan duyuranlar, Kıbrıs Cumhuriyetini iptal edip yerine ‘ Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ‘ dünyaya ilan edenler, ikinci darbeden hemen sonra silahlarını Türkler’e çevirenler.
Cumhurbaşkanı MAAKARİOS, İngilizler tarafından adadan kaçırılıp BMGK huzuruna getirilip konuştuğunda neler söylediklerini ABD olarak çok iyi bilirsiniz. Çözüm için BM parametrelerinde yarım asır yapılan görüşmelerde çözüm olmadığı, çözümden kimlerin kaçtığı, özellikle de Referandumda kimlerin ezici çoğunlukla HAYIR, Türklerin ise EVET dediğini dünya bilir.
Hal böyle iken ey ABD, bütün yıllar boyunca saldırgan darbeci işgalcileri hep desteklediniz, masum ve mağdur tarafın Cumhuriyet ortaklığını saldırganlara hediye ettiniz, Türk ortağa da haksız Adaletsiz ambargo izolasyonlarla ceza yağdırdınız. 3 ay için BMGK olarak aldığınız 186 sayılı oldubitti hukuk dışı kararı uzata uzata 730 aya vardırdınız, 61 yıldır masum tarafa cezları, suçlulara mükafatı uygun buldunuz. Çözümsüzlüğün başlıca sebebi yüz karası 186 kararını daha ne kadar uzatacaksınız. Ve hala suçluları desteklemeye devam ederken şimdi de Doğu Akdeniz’de Kıbrıs’ta, Orta Doğuda daha büyük savaşların meydana gelmesine zemin hazırlarcasına bu saldırgan komşumuzla silah yardımları ve askeri işbirliği anlaşması yapmanız, bu bölgede savaş tamtamlarının sesleri durumundadır. İkinci İsrail yaratma çabasıdır. Bu, bölgemizdeki istikrarı değil istikrarsızlığı körüklemektedir. İşte büyük Amerika’nın giderayak başkanının kimleri ne maksatla desteklediği yukarıdaki gerçeklerdedir. Sadece başta iken değil, aşağıda olduğunda da kan kokusunu ister. Özellikle de Gazze’li çocukların!!!!!
ABD çıkarları gereği diyerek Kıbrıs’ı üslerle dolduruyor, Hristodulidis efendi da zanneder nice bir bok yapar. İşte buna Amerikan uşağı derler. Ben da derim ki Güney, Kıbrıs Cumhuriyeti değildir, ABD de bunu böyle bilsin, ABD’nin yavrusudur sadece. 3 aylık karar pamuk ipliği çoktan koptu, kadük oldu, çürüdü, leş abbana oldu koktu. Benim elimde olsa, madem ki ABD güneyi üslerle dolduruyor, İngiliz Fransız da cabası, Vallahi dişe diş derim. Buradan Amerika’ya sesleneyim, senin çıkarın burada olamaz, istikrar var yok bizim bölgelilerin meselesidir, sana ne, topla pılını pırtını doğru mahallene. Bizim silahsız Kıbrıs’çılar Kanatlılar kanatsızlar, İzli canlar, izsiz canlar, duranlar koşturanlar, AKEL’ciler, yoldaşlar moldaşlar, sesiniz hiç çıkmaz, aşırı sağcı mı oldunuz şimdi, hade yahu? Güney sınırına ateşle falan çok yanaşmayın, ABD füzeleri anında kapar ateşlenir ha.
Adil Barıştan yana olan insanlar olarak Biden efendiyi bu son giderayak yaptığından dolayı değil Gazze’de yapılan soy kırımdan ne olduğunu çok iyi anladık. Koskoca Amerika’yı temsil etmesine hayret eder insan, bu Amerika’nın yansıyan aynası mı yoksa? Şimdiye kadar dünyada yaşattıkları alt alta toplanırsa galiba Biden kara aynasıdır. Dünyanın yüz karasıdır, soykırımcı drakuladır, lanet yaratık. ABD derken kastımız yönetimlerdir, halkı değil.