Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamını sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretir hale gelmiş durumda." dedi.
Bayraktar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Türkiye'nin enerji talebinin arttığını ve büyüyen bir ülke olduğunu dile getiren Bayraktar, "Son 20 yılda hem doğal gazda hem elektrikte talep neredeyse 3 katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde 4,5'in üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız." diye konuştu.
Bayraktar, Türkiye'nin 2022'de doğal gaza yaklaşık 44,6 milyar dolar ödediğini belirterek, "2023'te bu rakam 23,5 milyar dolara geriledi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022'de 40,4 milyar dolar ödedik. Bu kadar büyük bir ithalat kalemi sadece ekonomi özelinde değil, aynı zamanda diğer bütün alanlarda da bizim üstesinden gelmemizi zorlaştıran bir konu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında 2002'den beri Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız." değerlendirmelerinde bulundu.
Artan enerji talebi karşılanırken enerjide dışa bağımlılığın mutlaka bitirilmesi gerektiğini kaydeden Bayraktar, "Üçüncü bir zorluk, hatta belki bunların daha ilerisinde bir zorluk, 2053 net sıfır emisyon hedefi, Cumhurbaşkanımızın 2021'de Türkiye'yi Paris İklim Anlaşması'na taraf yaparak ortaya koyduğu Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri. Bu, bildiğimiz bütün paradigmaların değişmesi anlamına geliyor. Ulaşımdan tarıma, tarımdan binalara, enerjiden sanayiye bütün alanlarda çok köklü bir dönüşüme hazır olmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
Bayraktar, söz konusu değişikliklerin gerçekleşmesi için Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını azami düzeyde kullanması ve yapılacak uygulamaların çevreyle uyumlu ve doğa dostu olması gerektiğini söyledi.
“KKTC’NİN SAHALARINDA SONDAJ YAPILDI, AMA KEŞİF KARADENİZ’DEN GELDİ”
Bakan Bayraktar, Türkiye'nin yeşil hidrojeni, depolama ve karbon yakalama teknolojilerini enerji portföyüne katarak hızla ilerlediğini kaydederek, bu çalışmalarda önemli role sahip olan kritik mineraller ve nadir toprak elementleri üzerine yoğun faaliyetler yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Eskişehir Beylikova'da bulunan bor rezervinin, Türkiye'yi farklı bir lige taşıyacak stratejik avantaj barındırdığına dikkati çeken Bayraktar, "Bu rezervi, bor karbür gibi katma değerli ürüne değiştirerek değer üretebileceğimize inanıyoruz. Bunun için de Balıkesir Bandırma'da da bor karbür üretimimiz devam ediyor. Hem savunma sanayimiz için hem ülkemizde hem dışarıda kullanılması açısından ihracat kabiliyeti açısından çok daha katma değerli bir ürüne inşallah geçmiş olacağız." diye konuştu.
Bakan Bayraktar, AK Parti döneminde Portekiz veya Avusturya'nın toplam kurulu gücüne tekabül eden 83 bin megavatlık yatırımın özel sektör eliyle yapıldığını; bu kapsamda yenilenebilir enerji dışındaki sektörlere alım ve hazine garantisi verilmediğini dile getirdi.
Türkiye’nin son yıllarda temin ettiği sondaj gemilerinin maliyetine yönelik eleştirileri yanıtlayan Bayraktar, "'Biz bunları kiralık gemilerle yaparız' filan dendi. Hatta bizim Mavi Vatan dediğimiz konuya birileri 'masal' diye yaklaştı ama gördüğünüz gibi Mavi Vatan'da bir destan yazılıyor." ifadesini kullandı.
Bayraktar, Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine ilişkin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na verdiği ruhsat sahalarında 9 derin deniz sondajı yapıldığını ancak keşfin Karadeniz’deki Tuna-1 kuyusundan geldiğini anlattı.
"TOPLAM ELEKTRİK ÜRETİMİNİN YÜZDE 2,5'İNİ BU İKİ SANTRALDEN KARŞILIYORUZ"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Yeniköy ve Kemerköy Termik santrallerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Bu şirket yılda 7,9 teravatsaat elektrik üretiyor. Türkiye'deki toplam elektrik üretiminin yüzde 2,5'ini bu iki santralden karşılıyoruz. Bu enerjiyi doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 6 milyar metreküplük doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor ve bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor." diye konuştu.
Yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin artırılmasıyla Türkiye'nin net sıfır emisyon hedefine yaklaşacağını vurgulayan Bayraktar, "Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamını sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretir hale gelmiş durumda." dedi.
Bakan Bayraktar, bazı şehirlerde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin mevcut kurulu gücünün, güçlü ve modern bir altyapıyla desteklenmesi gerektiğini söyledi. Ülkede 100 binin üzerinde insanın, evlere, iş yerlerine elektrik getirmek için çalıştığını anlatan Bayraktar, yılın yüzde 98-99'unda elektrik tedariki olduğunu ancak bir saat elektrik olmadığında gelen şikayetleri, emekçilere haksızlık olarak değerlendirdiğini belirtti.
Bayraktar, nükleer enerjinin Türkiye'nin 70 yıllık rüyası olduğunu ifade ederek, 2010'da Rusya Federasyonu ile yapılan anlaşma çerçevesinde nükleer faaliyetlere başlanıldığını anımsattı. Bayraktar, Türkiye'nin iklim hedeflerine ulaşabilmesi için nükleer enerjiye sahip olması gerektiğinin altını çizdi.
"Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu"na imza atan 31 ülkenin, küresel ısınmayla mücadelede nükleer enerjinin şart olduğunu ifade ettiklerini anımsatan Bayraktar, "Bizim Akkuyu ile Sinop'ta ve Trakya'da toplam 3 konvansiyonel büyük santrale, yaklaşık 12 reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüler reaktörlere de ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen yapay zeka, büyük data gibi trendler büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor." dedi.