Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars, Cumhuriyet Meclisi Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi’nde görüşülen “Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama (Yabancılar) (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ile ilgili konuştu.
Baybars, “alelacele” hazırlanan yasa tasarısının hukuktaki geriye yürümezlik prensibini ihlal ettiğini söyledi.
Yasa tasarısının, daha önceden yapılan tüm satış sözleşmelerinin 6 ay içinde “tapuya çevrilmesini” öngördüğünü belirten Baybars, 6 ay içinde tapuya çevrilmeyen sözleşmelerin geçersiz olacağını vurguladı.
100 bin civarında satış sözleşmesi bulunduğunun iddia edildiğine değinen Baybars, bu hesaba göre günde ortalama bin devir yapılması gerekeceğini, ancak tapu dairelerinin böyle bir kapasitesinin olmadığının altını çizdi. Baybars, “Değil 6 ay, 2 yılda bile bu işlemler yapılamaz” diyerek Tapu Dairesi’nde altyapı hazırlanmandan bu yasanın geçirilmeye çalışıldığını belirtti.
Tapu dairelerinde satış sözleşmesi ve tapu devirleri ile kat irtifakı koçanı çıkarma konusunda süratli olunması gerektiğini, ancak altyapı olarak personelin yetersiz kaldığını belirten Baybars, tapu dairelerinde günde 5 devirden fazla işlem yapılamadığına dikkat çekti.
BAĞIMSIZ TV’de Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına konuk olan bağımsız milletvekili Ayşegül Baybars, ülkede yeni bir yasa yapmak için ilk önce verilerin ortaya konması gerektiğini söyledi.
Baybars, bunun için öncelikle verilerin bulunması, daha sonra planlanma ve denetimlerin yapılması gerektiğini, ancak hükümetin bu unsurları yerine getirmediğini dile getirdi.
“Topluma pek çok algı pompalanmaya başladı”
Baybars, bazı çevreler tarafından yapılan; “Bu ülke yabancılara satılıyor; toprağımız kalmadı, Yahudiler ülkeden çok mal alıyor ve burası İsrail oluyor” şeklinde pek çok algı pompalanmaya başladığını, hükümetin de bunlardan dolayı paniğe kapılıp, apar topar yasa yapmaya kalkıştığını belirtti.
İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un bu durumun düzenlenmesi gerektiğini söylediğini, ancak daha sonra panik olunmasına gerek olmadığını belirttiğini ifade eden Ayşegül Baybars, yabancılara mal satışı konusunun Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bütçe görüşmelerine de yansıyarak “kafa karışıklığına” neden olduğunu kaydetti.
“Demografik yapının farklılaşması
sadece mal satışıyla alakalı değil”
Ülkede demografik yapının ciddi anlamda farklılaştığını, ancak bu durumun sadece yabancıların mal almasıyla alakalı olmadığını belirten Baybars, “Aldığımız göçle, ucuz iş gücü talebiyle, faklı sektörlerde yaşanan değişimlerle birlikte okullarımızda, hastanelerimizde, sokakta ve hatta kriminal olaylarda bile artık yabancı insanların isimlerini görmeye başlıyoruz” diye konuştu.
Baybars, günlük hayatta bu gibi durumla fazla karşılaşıldığı için halkın kafasında “ülkede yabancı nüfus fazla, bu yüzden nüfus politikasına ihtiyacımız var. Çünkü yabancı nüfusun kültürümüze, kimliğimize ve sosyal yaşantımıza etkisi yüzünden acaba topraklarımız üzerinde hakimiyet kaybı mı oluyor?” sorusunun ortaya çıktığını söyledi.
“Kriminal olayların gayrimenkul sektörüyle ilgisi yok”
Ülkede birçok yabancı uyruklu insanın kriminal olaylara karıştığını, ancak bu durumun gayrimenkul sektörüyle bir ilgisinin olmadığını belirten Baybars, tüm yabancıların aynı kefeye konamayacağını ifade etti.
Kıbrıs’ın bir ada olmasından dolayı topraklarının çok kıymetli olduğunu dile getiren Baybars, sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engelin, imar planlarının tüm ülkede olmayışından kaynaklanan çarpık yapılaşma olduğunu belirtti.
Yeni yasanın, kaos yaratacağını, bazı sıkıntılara yol açacağını ama yabancılara mal satışına “kısıtlama getirmediğini” ifade eden Ayşegül Baybars, şöyle devam etti:
“Şu anki mevcut yasa, yabancılara ya bir apartman dairesi ya da 5 dönümlük arazi içinde bir konut almasına olanak sağlıyor. Yeni yasada da durum aynı. Sadece 5 dönümlük araziyi 2 buçuk dönüme düşürme gibi bir şey var. Yani çok bir şey değişmiyor. Zaten bölünmüş parseller arasında çok büyük farklar yok. Bu yüzden 5 dönüm içerisinde satılan ev sayısı bugüne kadar çok fazla değil. Yine değişen pek bir şey yok.”
“Bu yasanın ‘tıkanma yaratma’ gibi bir işlevi var”
Baybars, yeni yasayla yabancılara mal satışının artırıldığını söyledi.
Yeni yasada “KKTC’yi tanıyan ve mütekabiliyeti olan ülkelerdeki bir yabancı 3 konut alabilir” dendiğini belirten Baybars, “yabancılara mal satışı kısıtlanıyor” diye bir şey olmadığını kaydetti.
Ancak Baybars, yasanın yabancılara mal satışını ve hukuki güvenlik ilkesini zedeleyecek ya da sektörün iş yapmasını sağlayacak mekanizmaları “tıkama” gibi bir işlevinin olduğunu ifade etti.
Ayşegül Baybars, yabancılara mal satışına belli bölgelerde kota getirilmesi gerektiğini, ancak önce verilerin ortaya konmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Hangi bölgelerde ne kadar çok konutun yabancılara satıldığına ilişkin verilere ulaşılmasının çok zor olmadığını söyleyen Baybars, “Mutlaka resmi kurumlara verilmeyen ya da başkaları üzerinden yapılan satış sözleşmeleri var. Ancak bu yasa çıktıktan sonra da bu söylenenler yine olacak” dedi.
Tasarının, bir parsel içindeki konut sayısının yüzde 50’den bir fazlasının yabancıya satılamayacağı şartı getirildiğini, birinci derece akrabalara, aynı ülkeden vatandaş olanlara da satışı yasakladığını belirten Baybars, bunların denetim yapamayan hükümetin panikle aldığı kararlar olduğunu kaydetti.