Kapkara bir duman yükseliyor yine Haspolat taraflarından…
Tüm Lefkoşa ve bölgesi duman altında kaldı, dayanılmaz bir is kokusu var.
Temiz hava soluyamıyor insanlar, tam tersine nefes aldıkça ciğerlerine zehir çekiyor.
Hem insanlar zehirleniyor hem de doğal yaşam.
İnsan eliyle yaratılan bir felaket bu…
Haspolat Arıtma Tesisi yanındaki çöplük yanıyor yine, defalarca olduğu gibi.
Kimsenin de umurunda değil artık, “yanarsa yansın, buna da alışın” mantığı devrede.
Birçok noktadan göğe yükselen kara dumanlar, felaket filmlerini anımsatıyor.
Bu da bir felaket aslında, başka bir şey değil ama KKTC’yi yönetenler bunu böyle görmüyor ve buna sebep olanlar, tedbir almayanlar suçlu sayılmıyor, onlardan hesap sorulmuyor.
“Dışarıya kurusun diye astığımız çamaşırlarımız, duman ve is nedeniyle kararıyor, kokuyor” diye isyan etti bir vatandaşımız.
Yalnızca çamaşırlar mı zarar görüyor?
Zehir saçıyor bu yangınlar… Yanan çeşit türlü madde insanları zehirliyor.
Gördünüz mü, arıtma tesisine gelen flamingo kuşları ile kara duman aynı fotoğraf karesinde.
Flamingo ile yangını, kara dumanı bir arada düşünebiliyor musunuz?
Düşünemiyoruz tabii ki… Ancak siz düşünemeseniz de bu ülkede bunlar işte yan yana geliyor, Haspolat’ta olduğu gibi…
Doğal güzellikler de çirkinleşiyor bir şekilde bu ülkede.
Kaç kez yaşayacak bu halk bu rezilliği?
Ülkenin birçok bölgesinde çöp yangınları vatandaşları canından bezdirdi ama buna çare bulunamıyor, çünkü böyle bir dert olduğuna inanmıyor ülkeyi yönetenler.
Ne merkezi hükümet başarılı bu konuda ne de yerel yönetimler.
Ülke çöplüğe gömülmüş, pis, kirli… Bir de bunlar yanıyor, yerde yarattığı mağduriyet yetmezmiş gibi göğe de yükseliyor.
Bir havamız kalmıştı soluyabileceğimiz, onu da aldılar elimizden.
Gerçekten isyan etmemek elde değil.
Çevreyi önemsemeyen, çevre kirliliğini sorun olarak görmeyen bir ülke.
Akıl alır gibi değil gerçekten, başkent ve çevresi kara dumana boğuluyor ama kimsenin umuru değil, bunu sorun olarak bile görmüyorlar.
2024 için temiz sayfa açılıyormuş, her şey daha güzel olacakmış.
Yalan, çok büyük yalan, hiçbir şeyin iyiye gideceği yok, daha kötü olur ama daha iyi olmaz.
İşte 2024’te bizi pis bir çevre, çöplerden yükselen zehirli kara dumanlar karşılıyor.
Aynen 2023’te olduğu gibi… Neyi düzelttiler ki bunu düzeltecekler?
Bu ülkede insan yaşamının zorlaşması, kötüye gitmesi için her türlü olumsuzluk var.
Güzel bir şey düşünemiyor, hayalini kuramıyorsun.
Çünkü güzel bir şey yok ya da çok az…
Bu ülkede her gün her an büyük mağduriyetlerle, olumsuzluklarla, sıkıntılarla karşılaşıyor insanlar.
“İyi bir şey yazmıyorsunuz” diyor bazen okurlarımız.
İyi bir şey vardır da biz mi yazmıyoruz? İyi bir şey yok ki bu ülkede.
Sorunları yazmaya, haber yapmaya yetişemiyoruz, biri bitmeden diğeri başlıyor.
Ne insan yaşamının önemi var bu ülkede ne de doğal güzelliklerin.
Kim bilir daha kaç kez yanacak bu çöplükler, daha kaç kez bizi zehirleyecek?
Ancak kimin umurunda? Sorunlar, sıkıntılar ülkenin normaline dönüşmüş durumda.
Yönetenler bu kadar umursamaz oldukça, halk da her olumsuzluğu normal karşıladıkça her türlü kötülükle karşılaşabiliriz.
Bu anlayış sürdükçe çevre kirliliği de olur çevre felaketi de… Hatta çok daha büyük sorunlar da bizi bekliyordur.
2024 çok daha iyi olacakmış, bu memlekette bu zihniyetle mümkün değil.