Kıbrıs

Bağımsızlık Yolu Milletvekili Adayı Umut Ersoy, seçim sürecini değerlendirdi

Abone Ol

   Bağımsızlık Yolu Milletvekili adayı Umut Ersoy, sisteme ve rejime doğrudan muhalefet yaptıkları için seslerinin duyulmadığını belirterek, ana akım medyada gözükmediklerini kaudetti.

   Umut Ersoy, TV2020'de Özlem Çimendağ'ın sunduğu Güne Merhaba programına konuk olarak seçim sürecini değerlendirdi.

   Ersoy, siyaseti kişilerin şahsi özellikleriyle değerlendirildiğini belirterek kendisinin Bağımsızlık Yolu’nun fikirlerinin taşıyıcısı olduğunu, Bağımsızlık Yolu’nun gerçek adayının verdikleri mücadele olduğunu ifade etti.

   Programlarını bulabildikleri her araçla yaymaya çalıştıklarını belirten Ersoy, adil koşullarda yarışmadıklarını kaydetti.

   Ersoy, “Sisteme ve rejime doğrudan muhalefet yaptığımız için sesimiz duyulmuyor, ana akım medyada gözükmüyoruz” dedi.

   Parti olarak kısıtlı bütçeleri olduğuna işaret eden Ersoy, devletten mali yardım almadıklarını sadece üyelerin aidatlarıyla bütçe oluşturduklarını ve eşit olmayan koşullarda da mücadele edeceklerini vurguladı.

“Vaatte bulunmuyoruz mücadele sözü veriyoruz”

 

   Diğer partiler gibi vaatte bulunmadıklarını söyleyen Ersoy, “Halkı kandırmanın anlamı yok, gerçeklerin anlamı var” dedi.

   Ersoy, verdikleri tek sözün mücadele olduğunu hatırlatarak, tutarlı ve ilkeli siyaset yapabilmenin vicdan rahatlığını taşıdıklarını anlattı.

    Seçim sonucu ne olursa olsun talepleri için mücadele etmeye devam edeceklerine dikkat çeken Ersoy, Meclis’e girilirse orayı da mücadele alanına çevireceklerini söyledi.

   Ersoy, mecliste emeği doğrudan temsil eden parti olmadığını savundu.

“Patronlara yasa işlemiyor”

 

   Patron egemenliğine dikkat çeken Ersoy, 1976’dan beri sigorta yatırımlarını yapmayan patronlara ceza verilmediğini, iş güvenliğini sağlanmadığında cezayı patronun değil Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ödediğini ve İş Yasası’nda yazan maddeleri patronların uymadığını dile getirdi.

   Ersoy, bu durumu Kıbrıs sorununa odaklanıp kimlik siyaseti yaparak emekle sermaye arasındaki çelişkiyi ıskalayan ‘sol’un ayıbı şeklinde değerlendirdi.

“Özel sektöre sendika getirilsin”

 

   Ersoy, İş Yasası’nda yazan maddelerin uygulanmadığını dile getirerek, cumartesi günleri işçilerin angarya çalıştırılmasını, üç aylık deneme süresinde sigorta yatırımlarının yapılmamasını, iş tanımının ortadan kalkmasını ve hamile kadınların işten çıkarılmasını örnek gösterdi.

   Özel sektördeki hak gasplarını kanıksandığını ifade eden Ersoy, Sosyal Sigortalar patronun kelamını Allah’ın beyanı kabul ediyor ifadesini kullandı.

   Bu sorunların hepsini sendikanın düzenleyeceğini vurgulayan Ersoy, özel sektörde on kişi ve üzeri işçi çalıştıran iş yerlerinde sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanması için hazırladıkları yasayı öne sürdü.

   Yasayla beraber İş Yasası’ndaki hakların kazanılacağını ve kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçilebileceğini ekledi.

“İthal işçi değil içerdeki emeğin hakkını istiyoruz”

 

   Üç şekilde nüfus artışı olduğunu tespit ettiklerini belirten Ersoy, nüfus artışlarını çalışma izniyle, öğrenci olarak ve elini kolunu sallayarak gelenler olarak açıkladı.

   Ersoy, çalışma izniyle getirilenlerin sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacı ve içerideki emeğin fiyatını düşürmek için geldiğini dile getirerek, serbest piyasa ekonomisinin karı maksimize etmek üzerine kurulu olduğunu ifade etti.

   Patronların yarattığı çalışma koşulları yüzünden insanların çalışmak istemediğine işaret ederek, çözüm olarak mevcut çalışma izinleri dışında yeni çalışma izni çıkarılmaması gerektiğini savundu.

   Ersoy, “İthal işçi istemiyoruz, içerdeki emeğin hakkını verin” dedi.

“Üniversiteler getirdiği kişilerden sorumlu tutulsun, kimlikle girişler kaldırılsın”

 

   Üniversitelerin kaçak iş gücü aracılığı yaptığına değinen Ersoy, üniversitelerin getirdikleri ve kaydettikleri her kişiden sorumlu tutulması gerektiğini vurgulayan Ersoy, yoksulluk içinde yaşayan, uyuşturucu ticaretine başlayan Afrikalı öğrenciler varsa Kıbrıslı mafyaları ve uyuşturucuyu getiren baronlar olduğunun da hatırlanması gerektiğinin altını çizdi.

   Ersoy, kimsenin kimliği üzerinden şikayet edilmemesi gerektiğini söyleyerek, “Sorunları yapısal olarak tespit ederek oraya saldırın” dedi.

   Ersoy, kimlikle giriş çıkışların derhal kaldırılması gerektiğini belirterek, muhacerete sıkı denetimler getirilmesi gerektiğini kaydetti.

    Ersoy, “Sorma gir hanına dönmüş Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekten denetleme istiyorsak muhaceret kapılarından başlanması gerek” dedi.

“Asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin”

 

   Asgari ücretlinin temsil edilmediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun derhal lağvedilmesi ve asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenerek endekslenmesi gerektiğini belirten Ersoy, asgari ücretin saptanmasının kimsenin insafına bırakılmaması gerektiğini kaydetti.

   Ersoy, diğer partilerin son zamanlarda asgari ücreti en düşük kamu maaşına eşitleme taleplerini vaat olarak verdiğini anımsatarak fakat Bağımsızlık Yolu olarak talepleri için mücadele edeceklerini söyledi.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }