Kıbrıs

Bağımsızlık Yolu Milletvekili Adayı Umut Ersoy, açıklamalarda bulundu

Abone Ol

Bağımsızlık Yolu Milletvekili Adayı Umut Ersoy, "Asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi" talebini tekrarladı.

Ofisinden yapılan açıklamaya göre Ersoy, Kanal Sim’de yayınlanan Haber Aktif programına konuk oldu. Asgari ücret konusunda uzun yıllardır savundukları "asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi" talebinin altını çizen Ersoy, yasanın 2018’den beri hazır olduğuna değindi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun asgari ücretliyi temsil etmediğini ve sürecin sürekli esnediğini öne süren Ersoy, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun lağvedilmesi gerektiğini de savundu.

Komisyonda, "yabancı uyrukluya başka, vatandaşa başka, yabancı uyruklulara geldiği yerdeki asgari ücreti vermek" gibi "ahlaksızca" diye nitelediği öneriler olduğuna dikkat çeken Ersoy, “Tarih boyunca egemen sınıflar böyle yaklaştılar. Bütün haklar mücadele yoluyla kazanıldı. Emekçiler, ancak mücadele yoluyla haklarını elde edebilecek” diye konuştu.

Ersoy, alım gücünü korumak için ücretlerin arttırılması ve giderlerin azaltılması gerektiğini söyledi. Servet vergisinin, giderlerin azaltılması ile ilgili olduğuna değinen Ersoy, servet vergisi uygulamasını kişisel lüks tüketim için birikmiş ve ekonomiye dahil olmayan sadece en zengin yüzde 2’lik bir kesime uygulanacağını aktardı.

Ersoy, ‘Bağımsızlık Yolu olarak ekonomi politikalarında, kemer sıkma politikalarını değil, genişlemeci politikaları tercih ediyoruz. Halkı etkileyen vergileri azaltmayı, doğrudan vergileri ise arttırmayı savunuyoruz’ dedi. Yaratılan kaynağın barınma, eğitim, sağlık, ulaşım ve beslenme gibi kamusal alanlarda kullanılacağını söyleyen Ersoy, bu gibi temel hakların ranta çevrildiğini kaydetti.

Ersoy, okullarda tuvalet kağıdı, sabun, kırtasiye malzemesi ve kayıt için velilerden para istemesini, hastanelerde bağış adı altında para istenmesini ve özel hastanelere sevk edilen hastaları örnek göstererek ücretsiz eğitim ve sağlık hakkının her gün ihlal edildiğinin altını çizdi.

Sevk adı altında kamusal sağlığa harcanması gereken paranın, özel hastane patronlarına aktarıldığını ifade eden Ersoy, kamuda taşeronun ve denizlere girişin ücretli olmasının da anayasaya aykırı olduğunu ekledi. Ersoy, emekçilerin aleyhine her gün anayasanın delindiğine ve bunun gündem olmadığına dikkat çekerek, “Anayasa ihlali ne zaman rejim partilerinin çıkarına hizmet etse anayasayı hatırlıyorlar” dedi. Ersoy, 25 Haziran’daki milletvekili seçimi için de bu durumun geçerli olduğunu söyledi.

Ersoy, “Bir kişi rejimin yapısını değiştirmez. Rejim partilerinden birinin seçilmesi de bir şeyi değiştirmez. Değişecekse ancak başka bir siyasetin meclise girmesiyle gündem değişir” diye konuştu.

Bağımsızlık Yolu olarak AKSA’nın kamulaştırılmasıyla ilgili yasa tasarısını hazırladıklarını ekleyen Ersoy, AKSA kamulaştırıldığı takdirde enerji maliyetlerinin düşeceğini ve 250 kilovata kadar konutlara ücretsiz verilebileceğini söyledi.

Ersoy, sol partilerin birleşmesiyle ilgili olarak “Sol partilerin birleşmesi, sihirli bir değnek etkisi yaratacakmış gibi bir hava yaratılıyor. Halbuki devamını da getirmek gerek. Sol parti olarak tanımladığımız siyasi partiler kimlerdir ve birleştikleri zaman ne yapacaklar” diye konuştu.

Sol partilerin oylarının biraraya toplamasını "koltuk hesabı yapmak" şeklinde değerlendiren Ersoy, “Hedefi sadece meclise girmek olarak koyarsak, oraya gelmek ve kalmak için rejimin biçtiği şekle girmeye başlarsınız” dedi. Solda birlik çağrıları yapanların hangi politikaları yürüteceğini ortaya koymadığını söyleyen Ersoy, esas sıkıntının sol partilerin birleşmemesi değil, örgütsüz insanlar olduğunu vurguladı.

Mevcut hayvan ve tarımcılık yapısının sürdürülemeyeceğine değinen Ersoy, yapıyı kooperatifçilik yoluyla değiştirmenin mümkün olduğunu belirtti. Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun devletin büyük ortak olduğu, bütün hayvancıları ve tarımcıları bir araya toplayan kooperatifçilik modelini önerdiğini hatırlattı.

Kooperatifçilik modelinin, girdi maliyetlerini azaltmada verimli bir yöntem olduğunu ekleyen Ersoy, bunun satış ve dağıtım kooperatifleriyle desteklendiğinde istihdam olanağı sağlayacağını açıkladı. Ersoy, kooperatifçiliğin dayanışmacı bir üretim olduğundan bahsetti.

Ersoy, Hayvan Refahı Yasası’nda da değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, hayvanlara işkence edenlerin para cezası ile değil ağır cezalar alması gerektiğini ekledi. Ersoy, “Hayvanlara karşı çok ciddi şiddet var ve bunun önüne geçmek için yaptırımlar uygulanması gerekiyor” dedi.

Barınakların yetersizliğine dikkat çeken Ersoy, sokak hayvanlarıyla ilgili daha etkin önlemler alınmasını gerektiğini söyledi. Ersoy, özel hayvan giriş çıkışının ve pet shopların yasaklanması gerektiğinin de altını çizdi.

Ersoy, “Bağımsızlık Yolu olarak mücadelemizi emek, kadın özgürleşmesi ve doğa talanın son bulmasından yana üç ana noktadan kurguluyoruz. Sol siyasetin öznesi emek ve emekçilerdir.

Değişimden çıkarı olacak olanın emekçiler olduğunu, saldırının emekçilere yönelik olduğunu görüyoruz. Bu saldırıyı biz başlatmadık ama cevap vermek zorundayız” diye konuştu. Ersoy, cevabı sınıf mücadelesi yoluyla vereceklerini vurguladı.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }