Avrupa Birliği’nin, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Güney Kıbrıs’a yönelik tehditlerini “şiddetle kınamasına” rağmen Avrupa Konseyi karar metninde çok dikkatli ifadeler kullanıldığına, Hizbullah adını zikretmekten kaçınıldığına dikkat çekildi. AKEL’in ise AB’yi ve ABD’yi İsrail’in Gazze'de uygulamakta olduğu soykırımın suç ortağı olmakla suçladığı bildirildi.
Fileleftheros, Avrupa Konseyi’nin, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Güney Kıbrıs’a yönelik tehditlerini Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in gündeme getirmesi üzerine ele aldığını yazdı.
Habere göre görüşme sırasında Nasrallah’ın tehditlerini “sert şekilde kınayan” Konsey karar metninde Hizbullah ismini zikretmekten kaçınarak “Avrupa Konseyi, AB üyesi devletlere yönelik, çatışmanın tırmandırılmasına da olanak tanıyan her türlü tehdidi kınar, üyelerine sarsılmaz desteğini teyit eder” ifadelerine yer verildi.
Habere göre Rum hükümet çevreleri, karar metninde Hizbullah ve Hasan Nasrallah isimlerinin kullanılmaktan kaçınılmasını kinayeli bir şekilde “tepki çekmeye hiçbir neden yok” diyerek yorumladı. Gazete, bu şekilde Rum yönetiminin “meseleyi kapatmak ve Hizbullah liderliğiyle daha fazla zıtlaşmaya girmeme niyetinde olduğunun ima edildiğini” kaydetti.
Haravgi ise Güney Kıbrıs’ın uluslararası hukuktan yana olması gerektiğine işaret eden AKEL’in Avrupa Birliği ile Amerika Birleşik Devletleri’nin İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımda suç ortağı olduğu görüşünde olduğunu yazdı.
Habere göre AKEL tarafından yayımlanan açıklamada Netanyahu hükümetinin, bölgeye yayılma riski de taşıyan Filistinlilere yönelik “barbarlığı ve soykırımın” devam etmesinde AB’nin ve ABD’nin sorumluluğu olduğuna işaret edildi. Bu durum karşısında Rum yönetiminin uluslararası hukukun ve barışın yanında durması gerektiğini kaydeden AKEL, ülkenin ve Kıbrıs Rum halkının ancak bu şekilde korunabileceği görüşünü paylaştı.
AKEL, Hristodulidis hükümetine, İsrail’in Gazze’deki “savaşına”, Doğu Akdeniz’in militarize edilmesine hiçbir şekilde dahil olmama ve hiçbir kolaylık sağlamama, İsrail’in suçlarını ve Filistin toprağında süregelen işgal ve kolonizasyonunu kınama, İngiliz hükümetinin Ada’daki askeri üsleri İsrail’in operasyonlarına destek için kullanmasına karşı çıkma çağrısı yaptı.
Aynı gazete Filistin’in Güney Kıbrıs’taki Büyükelçiliğinin Batı Şeria’daki beş yerleşimi meşrulaştırmasını ve binlerce yeni yerleşim kurma planları yüzünden İsrail’e yaptırım uygulanması çağrısında bulunduğunu yazdı.