Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, sosyal medya hesabı üzerinden “Stabil para birine geçmek” ile ilgili değerlendirmede bulundu.
Arıklı, Kırgizistan’a gitmek üzere olduğunu belirterek, yolda okumak için eski Başbakan Hakkı Atun’un kendi hatıralarını anlattığı iki cilt kitabı yanına aldığını kaydetti.
Arıklı, kitabı yanına alma sebebini şu şekilde açıkladı; “Her ekonomik kriz döneminde gündeme gelen; "Stabil Para Birimine Geçiş" tartışmalarının 1990’lı yıllarda, DP-CTP Koalisyon Hükümeti döneminde de yaşanmış olması idi.
CTP’nin son dönemde ısıtıp tekrar gündeme sokmaya çalıştığı "Stabil Para Birimine Geçiş" tartışmalarında, o dönemde kim ne demişti onu merak ediyordum.
En iyi başvuru kaynağımda, o dönemi içerden yaşamış Hakkı Atun'du elbette” dedi.
Arıklı, paylaşımını ise su sözlerle bitirdi: Değil 30, 130 senede geçse ülkemiz aynı sorunları tartışacak. Kurulu Statüko ise katmerlenerek devam edecek.
Arıklı’nın sosyal medya paylaşımının tamamı şu şekilde:
HADE STABİL PARA BİRİMİNE GEÇELİM,
Kısa bir süreliğine Kırgızistan’a gitmek durumundayım...
Uzunca bir yol olduğu için, yolda okumak için Eski Başbakanlardan Hakkı Atun Beyin kendi hatıralarını anlattığı iki cilt kitabı yanıma aldım.
Sebebine gelince; Her ekonomik kriz döneminde gündeme gelen; "Stabil Para Birimine Geçiş" tartışmalarının 1990’lı yıllarda, DP-CTP Koalisyon Hükümeti döneminde de yaşanmış olması idi.
CTP’nin son dönemde ısıtıp tekrar gündeme sokmaya çalıştığı "Stabil Para Birimine Geçiş" tartışmalarında, o dönemde kim ne demişti onu merak ediyordum.
En iyi başvuru kaynağımda, o dönemi içerden yaşamış Hakkı Atun'du elbette.
Bingo...
2. Cildin 162.sayfasından itibaren bu konu işleniyordu.
Kuzey Kıbrıs Stratejik Araştırmalar Merkezi 7 Nisan 1994 tarihinde Atatürk Kültür Merkezinde "Para Politikaları ve Ekonomi" konulu bir panel düzenlemiş ve bütün partilerin yanısıra önemli ekonomistler de o panele katılarak görüş bildirmişlerdi.
Özetle:
Ekonomist Mehmet Turgut; Stabil Para Birimine geçince enflasyon bitecek, hatta negatif enflasyon yaşanacak...
DP Adına Metin Yalçın; Ekonomik sorunların kaynağı Türk Lirasına ödenen enflasyon vergisidir. Derhal Stabil Para Birimine geçilmelidir.
CTP adına Turgut Asvaroğlu; Stratejik bir plan hazırlanmalı, TL ile ilgili çalışmalar hızlandırılmalı, yurt dışında yaşayan Türklerin KKTC ye yatırımı teşvik edilmeli. (İlginç CTP Temsilcisi stabil para birimine değinmemiş)
TKP adına Erdal Süreç; Sorunu sadece TL ye bağlamak yanlıştır. Muhasebe birimi değişmeden acil ekonomik önlemler alınmalı. Cari giderleri azaltacak tasarruf tedbirleri alınmalı.
UBP adına konuşan Salih Coşar; Ekonomide durum vahimdir. Esas sorun, finansman ve bütçe açıklarıdır. Daha dazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla tasarruf tek çaredir...
Bu tartışmalar sürerken Türkiye den gelen bir uzmanlar heyeti de uzun araştırmalar yaparak bir rapor hazırlar ve bu raporu "çok gizli" kaydı ile Sayın Atun'a sunarlar.
Rapor özetle derki; Stabil Para Birimine Geçiş, iyi bir altyapı hazırlanmadan yapılırsa sonu hüsrandır. KKTC Devleti hantallaşmıştır. Halk üretimden kopmuştur.
Öncelikle alınması gereken tedbirler şunlardır;
a) Dışa açık toplum, dışa açık ekonomi,
b)Küçük fakat etkin bir devlet,
c)Modern ve hızlı çalışan bir hukuk sistemi,
d)Mümkün olan en iyi altyapı hizmetlerinin sunulması,
e)Mümkün olan en basit mevzuat,
Görüldüğü gibi TC uzmanlarının önerdiği bu 5 altın kuralla ilgili aradan geçen 30 yıllık sürede en küçük bir ilerleme gösteremedik. Dün hangi sıkıntılar varsa bugün de o sıkıntılar büyüyerek günümüze kadar gelmiş. Mesela;
Yatırımcı ve Hele hele yabancı yatırımcı düşmanlığımız had safhada. Ülkeye gelen yatırımcıyı anasından doğduğuna pişman ediyoruz. Hatta vatan hasreti ile doğduğu topraklara gelip yatırım yapan Kök Kıbrıslı yatırımcıları bile iflas ettirmişiz.
Devleti, o zamandan bu zamana daha da büyüttük ve hantallaştırdık. Kamuda aktif çalışan 18500 kişi olmasına rağmen bürokrasi vatandaşı yıldırıyor. Bu verimsiz kamu yapımıza bütçemizin %90'ını cari giderler adı altında harcıyoruz.
Hukuk sistemimiz adeta felç. Hakim ve savcılar yığılan dosyaların altında eziliyor. "Geciken Adalet, Adalet Değildir" ilkesine rağmen yıllarca süren davalarımız var. İcra ve Tebligat yapılamıyor.
Alt yapı hizmetlerinde adeta sınıfta kaldık. 84 milyonluk Türkiye e-devlete 3 yılda geçti. 300 bin kişilik bu ülkede yıllardan beri bir türlü e-devlete geçemedik.
Bürokrasi ve mevzuat sistemimiz ise reformların önünde en büyük engel.
Hakkı Atun'un anılarını okuyunca bir kez daha anladım ki; Değil 30, 130 sene de geçse ülkemiz aynı sorunları tartışacak. Kurulu Statüko ise katmerlenerek devam edecek.