Yirmi bir yıldan bu yana Baraka Kültür Merkezi yazar ve çizerleri tarafından hazırlanan kültür-sanat-politika dergisi Argasdi’nin 73. sayısı çıktı. Üç ayda bir yayımlanan dergide, memleket gündemini ele alan yazılar, şiir, müzik, sinema, kitap, feminizm, bellek gibi sayfalara yer veriliyor. Her sayıda ayrı bir dosya konusuna yer veren derginin bu sayı dosya konusu ise “Biz ve Gelecek” olarak belirlendi. Dosya altında “Biz Olmadan Ne Yapabiliriz ki?”,
“Yeşil!!! Ada Kıbrıs”, “Sen Yalnız Sen Yüzbinlerce”, “Devrimci Sanat Bir İhtiyaçtır”, “Kimlik Belirsizliği” gibi konular işlenirken, gençlerin güncel kaygıları ve geleceğe dair umut ve mücadele planları ile alakalı röportaj da yer aldı. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayan Bellek sayfasında ise Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılmasını engellemek için verilen öğrenci mücadelesi konu alındı. 30 TL okur katkısı ile satılan Argasdi’yi Lefkoşa Khora Kitap Cafe’den ve Baraka Kültür Merkezi’nden temin edebilirsiniz.
Derginin hammaliye ekibi bu sayı için şöyle diyor;
“Bahar geldi sonunda, bu kış çok yordu, çok üzdü bizi... Bahar daha iyi davranır belki bize; ne de olsa çiçekler açtı, kelebekler uçmaya başladı, içimiz umutla doldu, kara bulutlar dağılmaya başladı. Eşek değiliz ya baharın tadını çıkarırız elbet diyorum sonra aklıma geliyor; ya ezer- lerse çiçekleri, ya öldürürlerse kelebekleri, ya yine karanlıklara gömmek isterlerse bizi... Yok ca- nım, umut yeşerdi bir kere içimiz- de, filizlendi, artık kimse önüne geçemez güzel günlerin. Evet, karmaşık duygular hakim biraz çünkü başta da dediğim gibi bu kara kıştan çıkıp baharın gelme- siyle içimdeki hareketlenmeyi görmezden gelemedim; yürüyü- şe çıkmak istedim. Nerede yürü- sem diye düşündüm, deniz çekti beni kendine, ada insanı... Deniz kokusu özlüyor, huzuru denizde arıyor ya da belki bir gün dört tarafı denizlerle çevrili bu ada- dan gitmenin yolu yine denizler- den geçecek diye düşünüyorum. Yolculuğum zaten bu karmaşık düşüncelerle başlamışken bir de denizin bana sürprizleri varmış meğer...
Şu sıralar kıyılarımıza güzel şeyler vurmasa da benim yürüdüğüm sahil boyunca deniz dalgalandıkça bana; umut, hü- zün, kahkaha, bilgi ve daha bir- çok güzellik verdi. “Biz”imle kar- şılaştım önce, biz kimiz, neden ve nasıl biz olduk... Yorucuydu tabii bunları anlamaya çalışmak, doğrusunuöğrenmek ama ce- bime doldurdum hemen bu bil- gileri ve devam ettim yürüyüşü- me. Deniz kokusu ve maviliklerin arasında kıyıya yeşilin yanaştığı- nı gördüm, heyecanımı tahmin edersiniz diye düşünüyorum.
Koşarak gittim yanına, uzaktan gördüğüm kadar parlak ve güzel olmadığını fark ettim yeşilin...”