Pandemi sonrası ani ölümlerin arttığı izlenimi var herkeste…
Bu ölümler arasında genç veya nispeten genç sayılabilecek yaştaki insanların da göze batan oranda olması korku yaratıyor.
30’lu, 40’lı yaşlarda, normalde hiçbir sorunu yok gibi görünen insanların aniden hayata gözlerini kapaması halkın “Neden böyle oluyor?”, “Neler oluyor?” gibi sorular sormasına ve endişe etmesine neden oluyor.
Kimleri bunu Covid-19’un insanları hırpalamasına, ciddi hasarlar yaratmasına bağlarken, kimisi de ani ölümlere aşıların yol açtığına inanıyor.
Sağlık Bakanlığı, birçok hekimimiz ise her iki iddiaya da mesafeli yaklaşıyor, bunları kabul etmiyorlar.
Sağlık Bakanlığı, ani ölümlerde pandemi öncesi ile pandemi sonrası arasında bir fark olmadığını belirtiyor.
Yetkili ağızlar, pandemi öncesi de ani ölümlerin olduğunu ama o zaman bu kadar dikkatimizi çekmediğini söylüyor. Bazı hekimlerimiz e aynı şeyleri dile getiriyor.
Öyle mi gerçekten? Pek sanmıyorum, sanki bu kadar fazla değildi… Sanki bu kadar genç yaşta ani ölüm yoktu…
Genç yaşta ani ölümler olacak da dikkatimizi çekmeyecek miydi?
Vardı bunlar da pandemi mi gözümüzü açtı? Olmaz, böyle genç yaşta yoğun ani ölümler olsa onları da tartışırdık.
Bu tartışmayı bitirecek olan istatistiki verilerdir aslında.
Yıllar itibarıyla mesela son 10 yılın istatistiki verilerini ortaya koyacaklar…
“Bu yılda bu kadar insan yaşamını yitirdi, yaşları şöyleydi, şu kadarı şu nedenle, şu kadarı bu nedenle öldü…” diye izahat yapılmalı.
Yok mu bu istatistiki veriler yetkili makamlarda? Hangi yıl ne kadar insan öldüğünü, yaşlarını, ölüm nedenlerini bilmiyor muyuz?
Tamam, istatistik fakiriyiz ama ölenleri de mi sayamıyoruz? O kadar mı yetersiziz?
Eğer son 10 veya 15 yılın ölümlerini dahi sayamayacak durumdaysak vay halimize.
Ha bu istatistiki veriler elinizde varsa ve açıklamıyorsanız o zaman bir şey saklıyorsunuz, gözlerden bir şeyleri kaçırıyorsunuz diye düşüneceğiz.
Mutlaka pandemi öncesi ve pandemi sonrası ölüm istatistiklerini, ani ölümlerle ilgili rakamları toplumla paylaşmalısınız.
Öyle sözle “Pandemi öncesiyle sonrası aynıdır, fark yoktur” demek insanları rahatlatmaz.
Zaten bu ülkede bir güvensizlik hâkim, hele de hükümet edenlere güven sıfır.
Bu nedenle mutlaka ortaya istatistiki veri koyarak açıklama yapmalısınız.
Öte yandan kalp ve damar hastalıklarının yıllar itibarıyla artış gösterdiği ve tüm uyarılara rağmen, azalacağına arttığı ve ani ölümlerin çoğuna kalp ve damar hastalıklarının neden olduğu belirtiliyor.
Tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarından çok sayıda insanın öldüğü de vurgulanıyor.
Elbette bu gerçeği kabul ediyoruz, bunun görülmeyecek bir tarafı yok.
Ancak bunu tetikleyen hep mi bildiğimiz; obezite, tansiyon, şeker hastalıkları veya stres, düzensiz beslenme midir? Hep mi hareketsizlik, hep mi hayatımızda spor olmaması mıdır?
Ya tespit edemediğimiz bir şey ani ölümlere neden oluyorsa, kalp ve damar hastalıklarını tetikliyorsa.
Paranoyakça düşünce gibi geliyor değil mi bu yazdıklarım ve sorduklarım? Gerçekte olmayan şeyleri mi algılamaya başladık?
Tamam da sorun bu işte. Birçok kişi bu duygular içinde, kuşku, güvensizlik tavan yaptı.
Halk panik olmasın diye hep pembe sözler söylemeyin lütfen, araştırın, bakın ve bize gerçekleri açıklayın. Savlarınızı da belgeleriyle, istatistiki verilerle ortaya koyun ki bu halk rahatlasın.
Tabii sonuçta halkın rahatlaması gerekirse rahatlasın ama korkulacak bir şey varsa da bilsin ki ne yapması gerekiyorsa yapsın.
Halk panik yapmayacak diye susarsanız ve insanlar patır patır ölürse, burada bir yanlış yok mudur? Hem de yakıcı bir yanlış…