Allahsız Netanyahu

Abone Ol

 Doğu Akdeniz’i bir kez daha tutuşturan İsrail - Arap savaşları kaç zaman daha sürer, nasıl sonuçlanır, bölgedeki ülkelerin sınırlarını bir kez daha nasıl değiştirir?

BEN doğduğumda Filistin’de bitmeyen işgallerin, savaşların “tarihi değişimlerinin” son perdesi  sahneleniyordu. Başrollerinde Filistinliler ve bizim Yahudi dediğimiz İsrailliler vardı.

1947’lerdi.  Ve 1. Dünya Savaşı sonlarından beridir devam eden dünya haritasındaki bazı ülkelerin sınırlarını bir kez daha değiştiren ülkeler arası dalaşmalar arbedeler devam ediyordu.                                  

“Vatansız Yahudiler” doğup içinden çıktıklarını iddia ettikleri kutsal kitapları Tevrat’ın da doğruladığınca asıl vatanları olan “Filistin’deki Arapları kovup yeniden içinden çıktıkları vatanlarına dönüyorlardı.

BİR Arap ırkı yurdunu kaybederken Hz. Musa’nın “Musevi” dediğimiz müritleri “Yahudiler” ise bir kez daha yurtlarına kavuşmanın tarihi menafiyi içinde Ortadoğu’ya üstünlüklerinin imzasını atıyor, “tarihi” dedikleri yurtlarına yerleşirlerken Filistin Arapları da yenilginin kanlı göz yaşları içinde terk ettikleri vatanlarından bölgedeki ülkelere göç ediyorlardı.

VE Ortadoğu’da yeni fakat dünyasal bir Yahudi devleti kuruluyordu ki işte bugünlere gelene dek yaşadığı ve yaşattığı, değiştiği ve değiştirttiği tarihi önemince.                                                                                                                                  

Kİ kurak çorak toprakları yeniden yeşertirlerken bir yandan da modern tarımın öncülüğünü yapıyorlardı.

“Toplumların örgütselliklerinden doğacak büyük başarılarar oluşturdukları  Kibuts gibilerinden ortak yaşam  alanları  ile ulaşıyorlardı..  

FAKAT yurtlarından kovup topraklarını gasp ettikleri Filistin Arapları da kaybettikleri topraklarını terk ederlerken göç yollarında savruluyorlardı. Natika halamla Suphi eniştem de o göç yollarında savrulanlardandı. Hayfa’yı Yafa’yı Gazze’yi anlata anlata bitiremezlerdi. Tabi bitmeyen gözyaşlarında!

                                                                          ***

   TARİHE VE KADERE BAKIN: Doğduğumda ve henüz çocukken Filistinlilerin yurtları üzerinde kurulan yeni Yahudi Devleti vardı. “Bir ömür” dediğim “zaman” geçip sona gelinirken bu kez de Gazze odaklı ayni topraklar üzerinde bir kez daha arbede kopuyor ve bu kez de dünyanın görüp göreceği en kanlı en barbarca ve hayvanca hunharlığıyla  “insanlık” katlediliyordu.                                                                                  

Hastaneler, yurtlar bile bombalanır ve kitleler halinde masum insanlar çocuklar resmen ve göz göre göre o bombaların hedefi haline getirilirlerken Amerika daha çok katledilmeleri yıkmaları, yakmaları için Yahudi’ye her türlü silah yardımında bulunuyor, üstelik “Dünyanın gözlerinin içine baka baka bu yardımlara devam edeceğim” diyor ve al an ettiğince etmeye devam ediyor!..  

Eee ne fark kaldı Netanyahu ile Biden arasında?

                                                                          ***

   YARATILAN ÇAĞRIŞIM: İşte Türkiye bu nedenle büyüktür. Hatta Amerika’dan bile... Çünkü sadece silahtan, uçaktan, tanktan, tüfekten ibaret değildir.

   HER şeyden önce “Allahı’nı sever. İnsanlıkla dolu ve insanlık  adına sızlayan vicdanı ruhu vardır.”

   YAZIK ki şu anda din iman vatan millet uğruna savaştığını iddia eden Yahudi “Bu insanlık değerlerinin kırıntılarına bile sahip değildir ve evet barbardır!

Resmen “soykırım yapmaktadır!” Şöyle ülke böyle ülke değerlendirmeleri de vız gelir. Çocuk yurtlarını bile bombalayan bir ülke ancak katildir insanlık düşmanıdır soykırımcıdır.  Lanet olsun!                                                                                                                                                                                

***

KIBRIS SİYASİ SORUNU da 1955’te ilk bombalarını patlatan  EOKA’nın faaliyete geçmesi ile başladı.

O yıllardan bu yıllara devam ediyor. Fakat adayı 1974’lerde bölmemize karşılık hâlâ barışçı bir çözüme ulaşamadık.

AKSİNE aramızdaki Rum’a inanan bazı barış yanlılarının safdil tutumları nedeni ve Güney’den aktarmalı  “barışçı çözüm” umudu ile hâlâ Kıbrıs’ta “Kıbrıslıların” siyasi çözümü sağlayabileceklerini umanların yüzünden sorun gittikçe uzamaktadır.

VE BU ZAMAN dilimi içinde çoğunlukla biz kaybederken Rumlar kazanmaktadırlar.

BU nedenle Ercan’a geniş gövdeli bir yolcu uçağının inmesine bile sevinemiyorum.

Niçinini de yarın anlatırım..  

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }