Güney Kıbrıs’taki AKEL partisi Genel Sekreteri Stefanos Stefanu “zamanın kendilerinden yana olmadığını ve zaman geçtikçe yeni olgular meydana geldiğini” öne sürdü.
Haravgi gazetesi yukarıdaki başlıkla yer verdiği haberinde “Darbe ve Türk İşgalinin Ardından 50 Yıl” konulu konferansta konuşan Stefanu’nun Rum kesiminin 1963-1974 dönemindeki hatalarıyla ilgili bir özeleştiri yaptığını, ayrıca Türkiye ile Yunanistan arasında perde arkasında gerçekleşen istişarelere de atıfta bulunduğunu aktardı.
Konuşmasında 1974 yılındaki darbe ile ileri sürülen “Türk işgaline” de atıfta bulunarak darbenin Türkiye’nin işini kolaylaştırdığını ileri süren Stefanu, sözlerinin devamında “Zaman bizden yana değil ve zaman geçtikçe yeni olgular meydana geliyor” iddiasında da bulundu.
Kıbrıs sorununda yedi yıllık bir durağanlık içerisinde bulunduklarını ve uluslararası faktörün artık yorulduğunu öne süren Stefanu, Rum tarafının güven vermediğini çünkü Crans Montana’daki müzakerelerin başarısızlığının Rum kesimine atfedildiğini söyledi.
Konuşmasında müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesini önererek, varılan görüş birliklerinin muhafaza edilmesinin önemini vurgulayan aynı zamanda Guterres çerçevesine de özel atıfta bulunan Stefanu, içerisinde bulunulan hayal kırıklığı durumunun aşılması için inisiyatifler üstlenilmesi gerektiğini ve AKEL’in bir öneri sunduğunu da kaydetti.
Stefanu Kıbrıs sorununda hareketlilik yaşanmaması durumunda çıkmazın süreceğini ve uluslararası faktörün başka çözümler arayabileceğini veya üçüncü şahısların geçmişte sunulan İngiliz önerileri gibi fikirler sunacağını ileri sürdü.
Dimitriyu: Çaba artırılmalı
Gazeteye göre DİSİ Başkanı Annita Dimitriyu da aynı konferansta yaptığı konuşmada "bugünkü çıkmaz" ve Türkiye’nin tezleriyle ilgili endişe belirterek, ileri sürülen Türk faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini iddia etti.
Dimitriyu Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasıyla ilgili çabaların artırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Menelau: Crans Montana’daki süreç, tamamlanmamış bir çaba...
Konferansta söz alan Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisi Menelos Menelau ise Kıbrıs sorununun önemli hususlarını kapsayan görüş birlikleri ve kazanımlar elde edilmesine rağmen, Crans Montana’daki sürecin tamamlanmamış bir çaba olduğunu dile getirdi.
Menelau bu görüş birliklerinin ulusal bölücü kriterlere değil, siyasi kriterlere dayalı bir yönetimle ilgili önkoşullar yarattığını da öne sürdü.
Türk-Yunan ilişkilerindeki olumlu gelişmelerin Kıbrıs sorununu doğrudan etkilediğini de ifade eden Menelau, Türkiye’nin tutumuyla ilgili endişe de belirterek, Türkiye’yi kendi tezlerini empoze etme çabasında bulunmakla suçladı.
Kıbrıs sorunu gibi çözümsüz kalan uluslararası problemlerin barış için tehdit oluşturduğunu da öne süren Menelau, devam eden belirsizliğin suni bir normallik imajı yarattığını iddialarına ekledi.