Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, “Ülkeyi yönettiğini iddia edenler, AKSA’yı zengin etmeyi kendine görev edinmiştir” dedi. Halka hizmet iddiasıyla, MİK üzerinden şeffaflık, hakkaniyet, rekabetin sağlanması, kamu yararı ve menfaati ilkelerini berhava eden atanmış UBP-DP-YDP hükümetinin, Kamu İhale Yasası'nda yapılan değişiklikle doğrudan alım maddesinin kapsamını genişleterek adrese teslim ihalelere kapı araladığını belirten Akansoy, hükümetin şaibeli yöntemlerini yasallaştırmaya çalıştığını savundu. Akansoy, hazırlanan yasa değişiklik önerisinin, ülkeyi yönettiğini iddia edenler tarafından halkın cebinden daha çok çalmak, daha çok rüşvet alınabilecek ortam yaratmak, birilerine daha çok rant sağlamak ve daha büyük vurgunlara imza atmak için tabiri caizse yapılan ince bir ayardan başka bir şey olmadığını söyledi. CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, konuyla ilgili yazılı açıklamada bulundu. Açıklama şu şekilde: “Halka hizmet iddiasıyla, MİK üzerinden şeffaflık, hakkaniyet, rekabetin sağlanması, kamu yararı ve menfaati ilkelerini berhava eden atanmış UBP-DP-YDP Hükümeti, Kamu İhale Yasası'nda yapılan değişiklik ile doğrudan alım maddesinin kapsamını genişleterek adrese teslim ihalelere kapı aralıyor, şaibeli yöntemlerini yasallaştırmaya çalışıyor. Hazırlanan yasa değişiklik önerisi, ülkeyi yönettiğini iddia edenler tarafından halkın cebinden daha çok çalmak, daha çok rüşvet alınabilecek ortam yaratmak, birilerine daha çok rant sağlamak ve daha büyük vurgunlara imza atmak için tabiri caizse yapılan ince bir ayardan başka bir şey değildir. Son üç yılda, gördüklerimizden acı bir şekilde tecrübe ettik ki, doğrudan alım dendiğinde aklımıza gelen ilk şey, Kıbrıs Türk halkının ekonomik anlamda daha da fakirleşmesi, fahiş kar elde eden birkaç şirketin cebine giren yüz milyonlarca dolarlık vurgun, karanlık, usulsüzlük ve rüşvet iddiaları olmuştur. Halka hizmet, halk için adil, şeffaf ve rekabetin olduğu bir süzgeçten geçmezse, yani ihale yolu ile yapılmazsa halk için her zaman bir zulme dönüşecektir. İhale yasasındaki değişiklik, AKSA’ya özel bir değişiklik çabasıdır. KIBTEK, AKSA’ya 2 yılda ödediği fazladan para ile AKSA’nın ülkedeki kurulu santrallerinin tamamını satın alabilecekken, 15 yıllık bir sözleşme ile KIB-TEK fazladan yüz milyonlarca dolarlık zarara uğratılmıştır. Bu saatten sonra AKSA ile tekrardan masaya oturmaya çalışmak, uzun süreli alım garantili bir sözleşme yapmak, bu halkın boğazından çalıp ilgili şirketin kasasına koymaktan başka bir şey değildir. Toplum menfaatleri bahanesiyle, önce kendi menfaatlerini düşünenler, insanlarımızı fakirleştirirken birilerini zengin edip buralardan nemalanmaya niyet edenler Kıbrıs Türk halkına kötülüğün en büyüğünü yapmaktadır. Hükümet yetkilileri arasında bu yasa tasarısını Meclis'e kadar getirtme cüretini gösterenler; bilmelidirler ki, bu halkın temsilcileri değil, bir şirketin temsilcileridirler. Kıbrıs Türk halkı hiç birine birkaç şirketi zengin etsin ve bu halkı soysun diye oy vermemiştir. KIB-TEK’in AKSA'dan elektrik almasına ihtiyacı yoktur. KIB-TEK’in AKSA’ya ödeyeceği iki yıllık fazladan kira bedeli ile bu santraller KIB-TEK bünyesine katılabilir. Hükümet yetkilileri de bunu çok iyi bilmektedir. Çok açıktır ki hükümet, ekonomik olarak içinden geçtiğimiz bu zor dönemde, vatandaşının alım gücünü arttırmayı değil doğrudan alım yöntemi ile AKSA'yı zengin etmeyi kendine görev edinmiştir. Tüm çabasını ve özverisini de zaman kaybetmeden bu yönde harcamaktadır. Olağanüstü koşullardan geçtiğimiz böylesi kritik bir dönemde, UBP-DP-YDP Hükümeti’nin şaibeli işlere imza atmak, daha rahat vurgun yapmak, belli başlı yabancı sermayeyi daha da fazla zengin edebilmek amacıyla yasa değişiklikleri yapması, kendinden geçtiğini ve meşruiyetini yitirdiğini bir kez daha ispatlamıştır. Bu yapılmaya çalışılanlar ne iş bilmezlikten ne de cahillikten kaynaklanmaktadır; bu art niyetli ve organize bir çetenin vurgun planıdır. Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak adrese teslim ihalelerinize, peşkeşlerinize geçit vermeyeceğiz”.