Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal'ın kadınlara yönelik sarf ettiği ve ülkede infiale yol açan söylemlere tepkiler büyüyerek devam ediyor. 42 sivil toplum örgütü; laik, çağdaş değerlere ve özgürlüklere saldırması nedeniyle istisnai vatandaşlığının iptal edilmesi gerekçesiyle bugün saat 11.00'de İçişleri Bakanlığı önünde eylem yaptı. Örgütler, İçişleri Bakanlığı’nın ve Bakan Ziya Öztürkler'in, derhal Ahmet Ünsal'ın vatandaşlığının alınması için girişim başlatması talebini bir kez daha yineleyerek, “Öztürkler'i ivedilikle yetkileri dahilindeki adımları atmaya çağırıyor ve toplumumuzun çağdaş, laik ve demokratik yapısına yönelik saldırılara ortak olmamaları için çağrı yapıyoruz” dedi Eylemde 42 örgütün ortak basın açıklaması şu şekilde; İçişleri Bakanlığını ve Bakan Ziya Öztürkler'i ivedilikle yetkileri dahilindeki adımları atmaya çağırıyor ve toplumumuzun çağdaş, laik ve demokratik yapısına yönelik saldırılara ortak olmamaları için çağrı yapıyoruz. Din İşleri Başkanı olarak görev yapan ve Türkiye'nin atamış olduğu Ahmet Ünsal'ın insan haklarını yok sayan ve toplum yapımıza saldırı olarak nitelediğimiz sözlerinin üzerinden zaman geçmiş olmasına rağmen yetkili merciler tarafından hâlen kayda değer adımlar atılmadığı gibi hakkında soruşturma başlatıldığına dair yalan haberler ile toplumumuz yanıltılmıştır. Toplumumuza dayatılan gerici ve muhafazakâr politikalar yoluyla kadınlar, LGBTI+'lar ve çocuklar üzerinde bir tahakküm kurmak amaçlanmaktadır. Kadınlar ve LGBTI+'lar olarak buna asla boyun eğmeyeceğimizi, bunu kabul etmeyeceğimizi ve mücadele ateşini asla söndürmeyeceğimizi bir kez daha yineleriz. Gerici örgütlenme ve yapılanmaların denetlenmemesi sonucunda failler, kadınlara ve LGBTI+'lara şiddet, taciz, tecavüz, istismar ve hatta cinayet suçlarını meşru bir zeminden yola çıkarak savunmaya ve bu gibi eylemlerde bulunmaya fırsat bulacaktır. Ayrıca, bir kadın tecavüze uğradığını açıkça beyan etmiş olmasına rağmen gerekli etkin soruşturma sürecini hâlâ başlatmayan polis teşkilatı ve bu süreçte sorumluluğu olan tüm birey ve kurumlar yaşanan taciz, şiddet ve tecavüz olaylarına ortaktırlar. İçişleri Bakanlığının ve Bakan Ziya Öztürkler'in, derhal Ahmet Ünsal'ın vatandaşlığının alınması için girişim başlatması talebimizi bir kez daha yineliyoruz. Gerici ve toplumumuzun laik yapısına aykırı eylemlilikler içinde bulunan ve yasalara aykırı hareket eden dernekler denetlenmeli ve kapatılmalıdır. Açıkça toplum mühendisliği yapan, hukuk sistemimize, çağdaş yaşam tarzımıza, kadınların, LGBTI+'ların ve çocukların insan haklarına saldıran bu derneklerin kapatılmadığı her gün, işledikleri suça bizzat yetkili tüm mercilerin ortak olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Çağdaş bir yurttaşlık yasası ile vatandaşlık alma hakkı istisnai ve keyfi bir karara bağlanmaktan çıkarılmalı, çağdaş ve hukuka uygun standartlara tabii tutulmalıdır. İçişleri Bakanlığı bu konu ile ilgili çalışmalarını ivedilikle yürütmeli ve tamamlamalıdır. Bunun yanında yabancı ülkelerde faaliyet gösteren siyasi partilerin burada temsilcilik açmasına olanak sağlayan yasal boşluğun giderilmesi ise öncelikli olarak çözümlenmesi gereken bir diğer acil sorundur. Daha önce de belirttiğimiz üzere toplumumuzun çağdaş, laik ve demokratik yapısına yönelik saldırılara karşı direnen örgütler ve bireyler olarak, bizlere dayatılan muhafazakârlaştırma politikalarına "DUR" demek için yan yana ve dayanışma içinde durmaya devam ediyoruz. Ülkemizde yaşayan herkesin dili, dini, etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi dolayısıyla ayrımcılığa maruz kalmadan yaşaması gerektiğini savunan bizler, talep ve önerilerimizin hayat bulması için mücadele etmeye kararlıyız. -Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal derhal görevden alınmalı, anayasal düzenimizi tehdit eden faaliyetlerinden ötürü, kendisine verilen istisnai vatandaşlık iptal edilmelidir. -Eğitim Bakanlığı gereken denetimleri yaparak çocukların maruz bırakıldığı istismarı engellemeli ve Milli Eğitim Yasası'na aykırı faaliyet gösteren yapılanmalara müdahale etmelidir. -Okullardaki din dersleri, çocukların soyut düşünce yeteneklerinin geliştiği çağlarda, zorunlu değil seçmeli şekilde müfredata dâhil edilmelidir. Daha küçük yaştaki çocuklar için uygulanmamalıdır. -Din dersi kitapları, farklı din ve inançları içermeli, felsefi ve bilimsel şekilde hazırlanmalıdır. Bu dersler okullarda sosyoloji ve felsefe öğretmenleri tarafından verilmelidir. -İnsan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair dersler müfredata dahil edilmelidir. -Hem Vakıflar İdaresinin hem de Din İşleri Başkanlığının yapısı ve yasal dayanağı yeniden gözden geçirilerek devlet eliyle topluma tek bir din ve inanç dayatılmamalıdır. -Sağlıkta, eğitimde ve sosyal hizmetlerde yaşanan sorunlar ortada iken Din İşlerine ayrılan bütçenin büyük bir kısmı söz konusu alanlardaki sorunları çözmek için kullanılmalıdır. Eyleme destek veren sivil toplum örgütleri ise şöyle: Alevi Kültür Merkezi, Bağımsızlık Yolu, Baraka Kültür Merkezi, Barış Derneği, BASIN-SEN, BES, Biyologlar Derneği, BKP, CTP Kadın Örgütü, DAÜ BİR-SEN, DAÜ-SEN, Girne Düşünce Derneği, GÜÇ-SEN, İnsan Hakları Platformu, Kadın Eğitimi Kolektifi, KAMUSEN, KAYAD, Kıbrıs Alevi Kültür Vakfı, Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Kıbrıs Türk Güzellik Uzmanları Birliği, Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı, Kıbrıs Türk Kuaförler Birliği, Kıbrıs Türk Kütüphaneciler Derneği, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, Kuir Kıbrıs Derneği, Lefkoşa Başkent Lıons Kulübü Derneği, Mağusa Kadın Merkezi Derneği, Mağusa Kültür Derneği, Mülteci Hakları Derneği, Sivil Toplum İnisiyatifi Derneği, Sol Hareket, TDP, Vakıflar Ve Din İşleri Dairesi Emekliler Derneği, Yeşil Barış Hareketi, YKP. Haber-Fotoğraf: Doğan SAMER/Uğur KAPTANOĞLU