Sezer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Şu anda bölgede çadırlarda, konteyner kentlerde ve misafirhanelerde yaklaşık 1,8 milyon kişiyi ağırlıyoruz. Ayrıca 17 bin 787 konteyner kuruldu. Dünya genelindeki çadır stokunun büyük bir kısmını Türkiye’ye aktarıyoruz. Her gün altı uçak bölgeye çadır transfer ediyor. Bölgeye günde yaklaşık 10 bin çadır göndermeye ve kurmaya çalışıyoruz” dedi.
“332 çadır kent kuruldu”
Sezer, depremden etkilenen bölgelerde toplam 332 çadır kent kurulurken, bugün itibariyle 414 bin 323 çadırın kurulduğunu belirtti.
Sezer, “Depremden etkilenen bölgeden toplam 935 bin 722 depremzede tahliye edildi. Yaklaşık 273 bin afetzedenin diğer illerdeki misafirhanelerde, otellerde ve yurtlarda misafir ediliyor” açıklamasını yaptı.
Enkaz kaldırma ve çadır kurma çalışmalarının devam ettiğini belirten Sezer, bölgede mağdurlara yönelik beslenme, eğitim ve psikososyal destek hizmetlerinin de sürdüğünü sözlerine ekledi.
“Artçı sarsıntıların devam
edeceğini düşünüyoruz”
Sezer, ayrıca, yıkılacak ağır hasarlı binaların bulunduğunu ifade ederek, “Vatandaşlarımızın bu binalara girmelerini istemiyoruz. Artçı sarsıntıların devam edeceğini düşünüyoruz. Haftada birkaç kez uyarıda bulunuyoruz. Eşyalarınızı taşımak için hasarlı binalara girmeyin.” uyarısında bulundu.
Tatar: 16 bin civarında
artçı sarsıntı meydana geldi
Sezer’in ardından söz alan AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar ise şu açıklamaları yaptı:
“16 bin civarında artçı sarsıntının meydana geldiğini görüyoruz. Son 10 günde artçıların sayısında bir miktar düşme olmakla birlikte, hissedilebilecek düzeyde devam ediyor. Artçı sarsıntılar 500’ün altına düştü. Beş altı dakikada bir artçı sarsıntının meydana geldiğini söyleyebiliriz. Özellikle hasarlı binalardan uzak durulması büyük önem taşıyor.
İkinci afetler için uyarı
Kayseri, İncesu civarında depremlerin meydana geldiğini biliyoruz. Bunlar çok olağan. Anadolu’daki aktif fay hatlarını dikkate aldığımızda bu depremlerin olması her zaman beklenebilecek bir şey.
Bu depremi yaşayan vatandaşlarımız büyük bir travma yaşıyor. Bu depremler öncesinde ülkemizin değişik yörelerinde bulunan fay üzerindeki risk neyse bu depremler sonrasında da bu devam ediyor.
Bu tür büyük depremlerden sonra bizim ikinci afet diye adlandırdığımız bir takım kütle hareketleri meydana gelebiliyor.”