Kıbrıs

12. Uluslararası Seramik Sanatı Sempozyumu sona erdi

Ayhatun Ateşin’in Daugavpils Mark Mortho Müzesinde yer alan enstelasyon çalışması büyük ilgi gördü

Abone Ol

Ayhatun Ateşin’in katıldığı 12. Uluslararası Seramik Sanatı Sempozyumu sona erdi.

Daugavpils, 1 - 18 Mayıs tarihleri arasında Letonya, Litvanya, Türkiye, Kıbrıs, Çekya, Gürcistan, Polonya ve Hindistan’dan seramik sanatçılarını bir araya getiren Uluslararası bir sempozyum olan 12. Seramik Laboratuvarı’ na ev sahipliği yaptı.

0Günümüzde seramik geniş bir şemsiye kavram haline gelmiş olsa da, enstrümantal anlamda hala öncelikli olarak kil ile ilişkilendirilmektedir.

Farklı dillerde ve geleneklerde;, porselenden taş işçiliğine ve çok daha fazlasına kadar her seramik malzeme için genel bir kavramdır. Bugün seramik, çömlekçilik, tasarım, heykel ve diğer disiplinlerin ötesine geçiyor. Sempozyum bağlamında kendisini mecra olarak seçen sanatçıları bir araya getiren Sempozyum sanatçıları: Robert Buček (Çekya) Ilona Romule (Letonya)Otar Vepkhvadze (Gürcistan) Rima Leipuvienė (Litvanya)Srinia Chowdhury, (Hindistan)Diāna Boitmane (Letonya) Lilija Zeiļa (Letonya)Una Gura (Letonya) Ilona Abdulajeva (Letonya) Nellija Dzalba (Letonya) Kristīne Nicmane (Letonya) Ayhatun Ateşin (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) Kaan Canduran (Türkiye) Sempozyum bir karma sergi ve iki Uluslararası etkinliğiyle sona erdi.

Alicja Buławka-Fankidejska (Polonya), Martinsons House’da “Olası Formlar” adlı kişisel sergisini açarken, Dmitrij Buławka-Fankidejski (Polonya), fırın ateşleme performansı “Touch of Fire” ile Müze Gecesinde sunum yaptı .

Sergi dönemi: 17 Mayıs 2024 – 25 Ağustos 2024. Daha Sonra çalışmalar Marth Morko Müzesi Koleksiyonuna girecek.
Marth Morko Müze önünde Sergi açılışında Müze küratörü Aiviars ve Valentine Petjko tarafından Sanatçılara Sertifikaları takdim edildi.

Marth Morko Müzesi Sergi Salonuı girişinde yer alan Ateşin’in çalışması büyük ilgi gördü.

“Hayat bir uyanma sürecidir. İnsanoğlunun, yaratılış ve yaşayış amacındaki gaye, tarih algısıyla harmanlanıyor ve kişinin kendini tanıması, anlaması ve arınmasıyla sürüp gider” diyen Ayhatun Ateşin,  şöyle devam etti: “Bu çalışmayla, toprağa yeniden ruh katarak, ütopya kavramı ritüel bir dinamizme dönüştü. İnsan ve toprak arasında bir bağ kurarken, ışığın izdüşümüyle yansıyan ruhu ve  ‘ben’  değil ‘biz’ olmanın gücü ele alındı. Arkaik kültür birikimini, ironik bir dille ele alarak, görsel algıyı güçlendirme yoluna gitmeye çalıştım.

Bilinçsizlikle aşınmış olan kültürel mirasa değinirken,  insanı, sorularının cevaplarını bulmak için primitif kültürün naifliğine davet etmek istedim.” “Arkaik gülümseme, yaşanmış bir ütopya “ ismiyle Müze koleksiyonuna girmesi benim için ayrıcalık ve onurdur dedi. 

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }