3 Rum 1 Türk’ün öldüğü çatışmaların yansımasında 30’un üzerinde Kıbrıslı Türkün kaçırılarak öldürüldüğü 11 Mayıs 1964 olaylarının boyutu yeni kayıplara ulaşılmasıyla tartışılmaya devam ediyor.
Üç Yunan subayı Binbaşı Demetrios Puliyos, yüzbaşı Vasilios Kapotas, yüzbaşı Panayodis Tarsulis ile Kıbrıs Polisi başmüfettişlerinden Pantelides’in oğlu olan polis eri M. Pantelides, araçlarıyla tüm “dur” ikazlarına rağmen Canbulat Kapısı’nda Türk bölgesine girerler.
Sancaktar Turgut Sökmen’in talimatıyla Mağusa’nın 3 kapısı da kapatılınca, Türk bölgesine giren Yunan subaylarının kaçış noktaları geçişe izin vermeyecek şekilde tedbir alınmıştı.
İsmet Kotak sancaktarlık notlarına göre olayın gelişimini yıllar sonra şöyle aktarmıştı:
Kalenin üç girişindeki dikenli teller ve kazıklar, kapıların önüne çekildi.
“Mücahitler mevzilendi.
Üç kişiyi taşıyan araç önce Canbulat Stadı yakınındaki kapıya yöneldi.
Orada Mücahitlerin eli tetikte beklediğini görünce kapı yerine asfalt yolla batıya yöneldiler.
Akkukule kapısına ulaştılar.
Orada da aynı hazırlığı görünce araçtan atlayıp, koşarak geçmek için mevzi aldılar, silâhlarla ateş etmeye ve kapının önünü temizlemeye çalıştılar.
Oysa kapıdaki Mücahitler kesin emir almışlardı.
Ateşe ateşle yanıt vereceklerdi.
Yunanlı Albay ve Rum Polis Komutanının oğlu arabanın altına mevzilendi.
Oradan ateş ediyorlardı.
Yunan Binbaşı köşeye fırladığı için elektrik direğinin arkasına mevzilenmiş ve ateş ediyordu.
Bu sırada her üçü de isabet aldı.
Araba altındakiler derhâl öldüler.
Binbaşı vuruldu, düştü.
Silâhlar sustu.
Binbaşının sağ ve yaralı olduğu görüldü.
Gelen Kızılhaç yardım ekibine teslim edildi.”
Mağusa için kötü hatıraları olan 11 Mayıs 1964 çatışması ve sonrası rehin alınan Kıbrıslı Türklerin “kayıp” edilmesi gelişmelerinin ardından BM yetkilileriyle yürütülen görüşmeler Ahmed Sami Topcan’ın arşivindeki belgelerde de yer aldı.
Ahmed Sami Topcan’ın arşivinde 11 Mayıs olaylarının ertesi günü yaşanan gelişmeler dakika dakika belirtildi.
Çatışmanın ardından BM askerleri Mağusa Limanı girişinde mevzi alırken, tedbirin olası Rum saldırısına karşı tedbir amacıyla olduğu bilgisini alır.
Saat 18.00 sıralarında rehinelerle ilgili olarak NAFFİ’de görevli binbaşıyla görüşen Topcan, orada bir tahkikat başlatıp, kimlerin rehin alındığı tespitlerinin yapılacağını öğrenir.
Saat 18.30’da ise, BM nezaretinde işçilerin limandan çıkartılacağı ve talimatlara uymayanların vurulacağı uyarısı yapıldığını da not eden Topcan, BM yetkilileriyle kayıplar arasında yer alan Berclays Bankası Müdürü Ertuğrul Veli’nin akıbetini sorar.
Saat 19.00’da kaçırılanlar arasında tespit edilen yeni isimler köyleriyle birlikte belgeye not edilir. Ve o saatlerde Salamis yolundaki Rum karakolundan silah sesleri geldiği de belirtilirken.
Saat 00.05’te BM yetkilisi Topcan’ı ziyaret edip sur dışındaki Kıbrıslı Türklerin içeri çekilip çekilmeyeceğini sordu ve “hayır” yanıtını aldı.
00.30, Canbulat kapısının dışında bir şeyler aleve verildi. BM bilgilendirildi.
01.45, Rumlar Sakarya’ya ateş etmeye başladı, BM olay yerine hareket etti.
03.00’te yaşanan gerginliği yerinde inceleyip müdahale etmek için Canbulat Kapısı’na gitti.
Öldürülenler arasında oğlu da bulunan polis komutanı Pantelides’in “öldürülen her bir kişi karşılığında 10 Türk kellesi isterim” şeklindeki talimatı çok sayıda Türk ve Rum kaynakta yer almaktadır.
Bu talimatın karşılığında misilleme harekatının faturası ağır olmuştur.
Talimatı sonrasında Mağusa surları dışında kısılan, çoğunluğu İngiliz üslerinde çalışan 33 Kıbrıslı Türk rehin alınır ve öldürülür. Ve kayıp olarak kayıtlara geçenlerin bazılarının kalıntılarına kayıp kazılarında ulaşılır.
Paralimni’ta 2006 yılındaki kazılarda kaçırılıp öldürülen Kıbrıslı Türklerin kalıntılarına ulaşılması Politis özelinde Rum basınının da gündemine gelmişti. Cezalandırılmamış suçlar başlığı altında Rum polislerin misilleme olarak işlediği cinayetleri sorgulayan gazete olaylara karışanlarla yaptığı görüşme notlarıyla konuyu gündemde tutmuştur.
Yunanlı subayların zorla suriçine girmesi sonrası üç giriş kapsının yıpratılarak tedbir alınması ve mücahitlerin surlarda mevzilenmesi talimatını veren dönemin sancaktarı Turgut Sökmen’in vurulma olaylarına tepki gösterdiği şeklinde yayınlar da bulunmaktadır.
“Bir Sır Adam İlter Kırmızı” kitabında olayın yer aldığı bölümde yazarlara göre, sancaktarın bu kişilerin öldürülmesine tepki gösterdi.